https://www.facebook.com/TurkiyeNoktaNet/photos/a.130110753856800.1073741826.129370043930871/264337080434166/?type=1
Bugün Üsküdar’da idim.
Üsküdar Camileri’nin saha çalışmasını bitirdim.
Kirazlı denilen yerde bu Çamlıca Camii’ni de gördüm.
Adı Çamlıca Selatin Camii.
Öyle bir isim ki, "ben çakmayım" diye bas bas bağırıyor.
Milletin adamı meydanda anlatıyor.:
‘’Sultanlarımız hep Selatin Camileri Suriçi’ne yapmışlar.
Anadolu yakasına da Selatin Cami yapmak bize nasip oldu.
İstanbul’un en zirvesine de biz yapıyoruz.’’
Hadi gel buradan yak.
Bir cümlede 3 tane yalan yanlış olmaz ki.
Anlatayım, bilgi sahibi olun:
Osmanlı’da iki ayrı maliye var.
Hazine-i Amire, devlet kasası demektir.
Genelde Osmanlı Devleti Cami yaptırmazdı.
Örneği çok çok azdır. Belki de yoktur.
Camiler hep hayır için yapılmıştır.
Yani Vakıf binalarıdır.
Kısacası, paran varsa hayır işi yaparsın.
Milletin sırtından hayır yapılmaz.
Selatin Camii demek bir padişah ailesi tarafından,
Yaptırılan iki minareli camilere denir.
Ama en önemli şart şudur.
Tüm giderler Hazine-i Hassa’dan karşılanır.
Türkçesi: Giderler, padişah ailesinin cebinden ödenir.
Mantık şudur. Devlet parası ile hayır yapılmaz.
Çamlıca Camisini yaptıran bir aile yok.
Çamlıca Camisini kim yaptırıyor?
Bilen var mı?
Büyük bir ihtimalle, örtülüden veya devletten.
Demek ki Selatin lafı palavra oldu.
Anadolu yakasında Selatin cami yoktur diyor.
Üsküdar İskelesinde ki ‘’MİHRİMAH Sultan Camii,
Selatin camisinin en babasıdır.
Bilenler bilir.
Edirnekapı Mihrimah’ta tek minare vardır.
Üsküdar’da ise çift minare vardır.
Yani yukarıdaki cümle tamamen palavra.
Milletin Adamı Çamlıca’ya kendine türbe yaptırıyor.
Gelelim işin en büyük ticaretine.
Mekke’de Kabe etrafına Sultan II.Selim döneminde,
yapılmış revaklar var.
Suudiler bu revakları yıkma kararı aldılar.
Bizim hükümet karşı çıktı.
Suudiler de o zaman gelin alın revaklarınızı dediler.
Suudilerin aklına gelmedi ki, bu işten bir fırıldak çıksın.
Şimdi buradan bir inşaat şirketi gitti.
Revakları taş taş söküp Çamlıca’ya taşıyorlar.
Yani Mekke’den revakları gelmiş bir camii oluşacak.
Caminin ve türbenin etrafında tavaf için bir parkur yapıyorlar.
Türbenin etrafında Kabe gibi tavaf olacak.
Özet: Çamlıca’da yeni Eyüp Sultan kuruluyor.
Hazîrede de türbe olacak.
Artık çaput bağlamaya gideriz.
Koca bulamayanlar, çocuğu olmayanlar,
Çocuğu üniversiteye giremeyenler,
Kimin türbesine gidecek?
Turan Akıncı
(1976 yılında DGSA Mimarlık Fakültesinden mezun oldu. 1978 yılında Berlin Teknik Üniversitesinde Doktora çalışmaları yaptı. Alman Ortaçağ kentlerinin restorasyonun da görev aldı. 35 yıl sanayicilik yaptıktan sonra 2010 yılından bu yana İstanbul’daki Osmanlı Mimari yapılarını araştırmasını sürdürmektedir.
www.tas-istanbul.com sayfasında 1.500 Osmanlı yapısı hakkında makaleleri vardır.)
#TuranAkıncı #Selatin #Ağustos2014
31 Ekim 2014 Cuma
Yılmaz Özdil : Öğle yemeği
31 Ekim 2014
TBMM lokantası…
Sultan Mahmut çorbası, 1 lira (Kırmızı mercimek, kereviz, kabak, soğan, havuç, patates ve naneyle yapılıyor.)
Sebze çorbası, diyet, 1 lira.
Pilav, 1 lira
Soslu dil balığı, 5 lira
Mantarlı et sote, 5 lira
Etli türlü fırın, 4 lira
Çentik kebap, 4 lira
Tavuk döner, pilavlı, 4 lira
Tavuk söğüş, diyet, 3 lira
Kuzu şiş, sebze garnitür, 6 lira
Etli yaprak sarma, 2 lira
Karnabahar buğulama, 2 lira
Sebze graten, 2 lira
Peynir tabağı, 1.5 lira (Tabak hariç.)
Zeytinyağlı enginar, 2.5 lira
Zeytinyağlı kereviz, 1.5 lira
(Zeytinyağlı kereviz 165 kalori, burası çok önemli… Çünkü, mönüde sadece fiyatlar değil, kaç kalori oldukları da yazıyor. Kadın mebuslar için 1800-2000, erkek mebuslar için 2500-3000 kalori öneriliyor. Yani mesela, sayın mebuslarımız Muammer Güler, Zafer Çağlayan ve Egemen Bağış, bi oturuşta bütün mönüyü yeseler, gene de, birer porsiyon revaniye yer kalıyor.)
Kapuska, 2 lira
Patlıcan dolma, 1.5 lira
Meksika salatası, 1.5 lira
(Sayın mebuslarımız Meksika salatasıyla büyüdükleri için, yemezlerse olmaz, Meksika fasulyesi, mısır, soya filizi, kırmızı biber, zeytinyağıyla harmanlanıyor. Ve, lokantamızda TS EN ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi uygulanıyor, her yemekten numune alınıyor, 72 saat saklanıyor, ki, maazallah zehirlenme filan olursa, derhal tahlilleri yapılsın, bayat mı, ilaç mı, araştırılsın, hesap sorulsun diye!)
Domates salatalık söğüş, 1 lira
Karışık turşu, 1 lira
Yoğurt, 1 lira
Künefe, 2 lira
Aşure, 2 lira
Bademli keşkül, diyet, 2 lira
Komposto 1.5 lira
Meyve, 1 lira
Nar suyu, 1.5 lira
Şalgam suyu, acılı-acısız, 1 lira
Ekmek, 50 kuruş.
Garson, bedava.
Sultan Mahmut çorbası, 1 lira (Kırmızı mercimek, kereviz, kabak, soğan, havuç, patates ve naneyle yapılıyor.)
Sebze çorbası, diyet, 1 lira.
Pilav, 1 lira
Soslu dil balığı, 5 lira
Mantarlı et sote, 5 lira
Etli türlü fırın, 4 lira
Çentik kebap, 4 lira
Tavuk döner, pilavlı, 4 lira
Tavuk söğüş, diyet, 3 lira
Kuzu şiş, sebze garnitür, 6 lira
Etli yaprak sarma, 2 lira
Karnabahar buğulama, 2 lira
Sebze graten, 2 lira
Peynir tabağı, 1.5 lira (Tabak hariç.)
Zeytinyağlı enginar, 2.5 lira
Zeytinyağlı kereviz, 1.5 lira
(Zeytinyağlı kereviz 165 kalori, burası çok önemli… Çünkü, mönüde sadece fiyatlar değil, kaç kalori oldukları da yazıyor. Kadın mebuslar için 1800-2000, erkek mebuslar için 2500-3000 kalori öneriliyor. Yani mesela, sayın mebuslarımız Muammer Güler, Zafer Çağlayan ve Egemen Bağış, bi oturuşta bütün mönüyü yeseler, gene de, birer porsiyon revaniye yer kalıyor.)
Kapuska, 2 lira
Patlıcan dolma, 1.5 lira
Meksika salatası, 1.5 lira
(Sayın mebuslarımız Meksika salatasıyla büyüdükleri için, yemezlerse olmaz, Meksika fasulyesi, mısır, soya filizi, kırmızı biber, zeytinyağıyla harmanlanıyor. Ve, lokantamızda TS EN ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi uygulanıyor, her yemekten numune alınıyor, 72 saat saklanıyor, ki, maazallah zehirlenme filan olursa, derhal tahlilleri yapılsın, bayat mı, ilaç mı, araştırılsın, hesap sorulsun diye!)
Domates salatalık söğüş, 1 lira
Karışık turşu, 1 lira
Yoğurt, 1 lira
Künefe, 2 lira
Aşure, 2 lira
Bademli keşkül, diyet, 2 lira
Komposto 1.5 lira
Meyve, 1 lira
Nar suyu, 1.5 lira
Şalgam suyu, acılı-acısız, 1 lira
Ekmek, 50 kuruş.
Garson, bedava.
*
Ermenek ocağı…
- Yiye yiye batırcaksınız lan şirketi, yemeğinizi evinizden getirin!
- Yiye yiye batırcaksınız lan şirketi, yemeğinizi evinizden getirin!
*
Üstüne “maden” sodası, 50 kuruş.
İyi gelir…
Bunu da hazmedersiniz.
İyi gelir…
Bunu da hazmedersiniz.
Bekir Coşkun : Sınırda son durum “lilililili” şeklinde…
31 Ekim 2014
Gitmek için tezkere çıkarttılar…
Peşmerge geldi…
Peşmerge geldi…
*
Yalaka medya manşet atıyordu:
“Giriyoruz…”
“Asker hazır…”
“Ordu teyakkuzda…”
“Tanklar namluları çevirdi…”
Silahlı birlikler girdi içeri, bizim askere trafik polisi görevi düştü…
“Giriyoruz…”
“Asker hazır…”
“Ordu teyakkuzda…”
“Tanklar namluları çevirdi…”
Silahlı birlikler girdi içeri, bizim askere trafik polisi görevi düştü…
*
Ben şimdi size durumu biraz olsun anlatayım:
TIR’ların silah götürdüğü kardeşleri IŞİD, saçmalayıp kestiği kafalarla futbol oynamaya başlayınca dünyaya karşı ayıp oldu…
İnsanlık suçudur böyle bir örgüte destek…
Bunun üzerine terörün konuşulduğu BM’de söz alıp “Küresel ısınma” üzerine bir konuşma yaptı zaten…
Küreselleri tutuşmuştu…
TIR’ların silah götürdüğü kardeşleri IŞİD, saçmalayıp kestiği kafalarla futbol oynamaya başlayınca dünyaya karşı ayıp oldu…
İnsanlık suçudur böyle bir örgüte destek…
Bunun üzerine terörün konuşulduğu BM’de söz alıp “Küresel ısınma” üzerine bir konuşma yaptı zaten…
Küreselleri tutuşmuştu…
*
Ve tezkere çıkarttılar TBMM’den…
Sınır ötesini düzeltmek için…
Ama az daha Mardin, Hakkari, Ağrı, Diyarbakır, Van elden gidiyordu… Şehirleri yakmaya başladılar… Bankalar, marketler, çarşılar yağmalandı… Kamu binaları kundaklandı… Bayrakları indirip yaktılar, Atatürk büstleri parçalandı… 30 kişi öldü…
Çünkü; IŞİD’in kuşattığı Kobani’ye Kürt örgütlerin yardıma gitmesine “PKK ile PYD aynı” diyerek izin vermiyordu küresel ısınma…
İşte o gece Obama aradı…
Zılgıtı yiyince “PKK ile PYD’nin aynı” olmadığı anlaşıldı…
İzin çıktı…
Sınır ötesini düzeltmek için…
Ama az daha Mardin, Hakkari, Ağrı, Diyarbakır, Van elden gidiyordu… Şehirleri yakmaya başladılar… Bankalar, marketler, çarşılar yağmalandı… Kamu binaları kundaklandı… Bayrakları indirip yaktılar, Atatürk büstleri parçalandı… 30 kişi öldü…
Çünkü; IŞİD’in kuşattığı Kobani’ye Kürt örgütlerin yardıma gitmesine “PKK ile PYD aynı” diyerek izin vermiyordu küresel ısınma…
İşte o gece Obama aradı…
Zılgıtı yiyince “PKK ile PYD’nin aynı” olmadığı anlaşıldı…
İzin çıktı…
*
Maskeli “Peşmergeler” koridord an geçiyorlar işte…
Niye maskeli?..
“Peşmerge” değil çünkü…
PYD ile PKK…
Niye maskeli?..
“Peşmerge” değil çünkü…
PYD ile PKK…
*
Peşmergeler (!) PKK bayrakları ve ağır silahları ile sınırdan girdiğinde kadınlar meselenin özetini“lililili….” şeklinde duyurdular..
Anlaşılmayacak bir durum yok…
Kürdistan’ın Suriye ayağı Türkiye’nin katkısı ile kuruluyor…
Kaldı Türkiye ayağı…
Anlaşılmayacak bir durum yok…
Kürdistan’ın Suriye ayağı Türkiye’nin katkısı ile kuruluyor…
Kaldı Türkiye ayağı…
*
Bir gün genelkurmay başkanının “terörist” diye hücreye kapatılıp, Apo’ya villa yapılacağına da inanmazdınız…
Bir yere yazın…
Bu enayiliklerle en geç on sene içinde Türkiye’nin doğusu yoktur…
Ortası ile idare edersiniz…
Bir yere yazın…
Bu enayiliklerle en geç on sene içinde Türkiye’nin doğusu yoktur…
Ortası ile idare edersiniz…
30 Ekim 2014 Perşembe
Prof Dr Mehmet Ali KORPINAR : ZAMAN, TASARRUF ZAMANI (31 Ekim, Dünya Tasarruf Günü)
Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen milletler, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini, daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Ülkemizin tasarruf mevduatı haritası (BDDK).
Değerli arkadaşlar,
Yeteri kadar tutumlu olamadığımız için güzel ülkemiz ve halkımız, zorunlu olarak borçlanıyor. Ve düşmüş olduğumuz borç durumu oldukça düşündürücü ve kaygı verici hale geldi. Örneğin;
· Özel sektör borca battı. Özel sektörün kısa vadeli kredi borcu 43,7 milyar, uzun vadeli borcu 166,5 milyar dolara çıktı. Haziranda toplam dış borç 210 milyar $’ı aşarak yeni bir rekora imza attı (20.08.2013-Cumhuriyet),
· Fitch’ten borç uyarısı. Türk Bankalarının dış borcundaki artış, bankaları strese karşı kırılgan hale getiriyor (4.09.2014-Cumhuriyet),
· Borç batağındayız. Türkiye'nin brüt dış borç stoku, yılın ilk yarısı itibarıyla 401,7 milyar dolar, net dış borç stoku ise 237,8 milyar dolar olarak gerçekleşti (30.09.2014- CNN Türk),
· Tasarruf Hayal oldu. Geliri yetmediği için tasarruf edemeyenler %50 den %62 ye çıktı (18.10.2014-Cumhuriyet),
Ve ne yazık ki hala;
- Devlet olarak borçlanıyoruz!!!
- Özel sektör olarak borçlanıyoruz!!!
- Yerel yönetimler olarak borçlanıyoruz!!!
- Vatandaş olarak borçlanıyoruz!!!
Yani borçlu bir şekilde yaşamaya alıştık galiba.
Değerli arkadaşlar,
Güzel ülkemize geçen yıl gelen, Uludağ-Ekonomi zirvesine katılan veDÜNYADA KRİZ KAHİNİ sayılan Prof.Dr. Nauriel Roubini, Türkiye gibi bir ülkenin %5 lik büyümeye ulaşması için ULUSAL TASARRUF ve yeni yatırıma ihtiyacı olduğunu ve tasarruf artmadığı sürece, cari açık artmaya devam edeceğini vurguladı. Bu durumun da ülkemiz için ciddi bir risk oluşmasına neden olacağını belirtti. Yani ZAMAN TASARRUF ZAMANI.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Finansal Türkiye Haritası verilerine göre, İstanbul’un kişi başına tasarruf mevduatı geçen yılın Ocak - Haziran dönemine kıyasla yüzde 16 artış gösterdi. Ankara 11 bin 100 lira ile İstanbul’u takip ederken, İzmir 9 bin 800 ve Muğla 9 bin 500 lira ile sıralamada yer buldu (25.08.2014-Milliyet).
Kişi başına tasarruf miktarı en düşük illerde Hakkari, 570.- lira ilk sıraya yerleşirken, bu ili 577.- lira ile Şırnak ve 690.- lira ile Muşizledi. Yani Güneydoğu Anadolu illerimizde tasarruf oldukça zayıf.
Ancak kişi başına en fazla tasarruf sahibi olan iller bölgesel bazda değerlendirildiğinde, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Tunceli 6 bin 700 lira ile ön plana çıkan il oldu. Tunceli’nin tasarruf miktarı geçen yılın ilk 6 ayına göre yüzde 24 arttı. Akdeniz Bölgesi’nde Antalya 8 bin lira ile ilk sırada yer alırken, Karadeniz Bölgesi’nde Zonguldak 6 bin 700 lira,Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde de 1500 lira ile Adıyaman kişi başına tasarrufun en fazla olduğu iller olarak dikkati çekti.
Değerli arkadaşlar,
Birçok alanda tasarruf yapmak elimizde. Yeter ki nasıl tasarruf yapılacağını bilelim ve çevremize anlatalım. Yazımın ekinde bulunan,2005, 2008, 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında dile getirdiğim ve de birçok yerde yayınlanan ÜLKE VE AİLE EKONOMİSİNE KATKI İÇİN TASARRUF OLANAKLARI listemi, 31 Ekim Dünya Tasarruf Günü olması nedeniyle yine sizlerin bilgisine sunmak istedim.
Umarım büyük bir borç batağına sürüklenen güzel ülkemiz ve çilekeş halkımız, öncelikle yakıt ve doğalgaz kaynaklı enerji tüketimine özen gösterirler. Ayrıca tüm yönetici ve danışmalarının da halkımıza her alanda tasarruf konusunda örnek olmalarını bekliyoruz.
Sevgi ve saygılarımla (30.10.2014).
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
ÜLKE VE AİLE EKONOMİSİNE KATKI İÇİN,
TASARRUF OLANAKLARI
BANKA İŞLEMLERİNDE:
- Banka işlemleri bankamatik kartları ile son derece az ücretleyapılmaktadır.
- Sanal kart sahibi iseniz, internet ile tüm işlemler ücretsizdir.
- Birçok bankaca sağlanan alo diyalog (telefonla) işlemleri ile zaman ve havale ücreti kazancınız olur.
AYDINLATMADA:
- Aydınlatmanın verimini arttırmak sureti ile elektrik giderlerinizi kısabilirsiniz. Örneğin devamlı ışık kullanmak zorunda kaldığınız alanlarda, %25 florasanlı ampule değişimi ile %50 tasarruf sağlanmaktadır.
- Enerji koruyucu lambalarla aydınlatma maliyeti %75 azaltılabilir.
- Kirli ve tozlu lambalar ile aydınlatma daha az olacağından devamlı enerji tüketilir. Bunu önlemek için lambalar sık sık kuru bir bezle temizlenmelidir.
- Kullanılmayan ve gereksiz olan ampulleri kapatınız.
- Daha fazla aydınlık için duvarları açık renk boyatınız.
- Daha fazla gün ışığı için camları temiz tutunuz.
- Çok sayıda düşük güçte lamba yerine, daha yüksek güçlü tek bir lamba kullanınız.
- Aydınlatmada mümkünse transistörlü ışık ayarlayıcılar kullanınız.
- Evden ve iş yerinden çıkarken ana şalteri kapatmayı unutmayınız.
- Çevre aydınlatmalarında, güneş pilli ve fotoselli dış aydınlatma lambalarını kullanınız.
ALIŞ-VERİŞ YAPARKEN:
- Eşdeğer malların alımı sırasında mümkün olduğu kadar yerli malı kullanarak, iç üretimin artmasına ve dolayısıyla işsiz sayısının azaltılmasına katkıda bulununuz.
- Alışverişe çıkmadan önce ne alacağınıza karar verip gerçek ihtiyacınıza uygun bir liste yapınız.
- Yüksek bedelli mal almadan, diğer piyasalarda da fiyat araştırması yapınız. Buradan yarı fiyata mal alabilmenizin mümkün olduğunu göreceksiniz.
- Büyük mağazalara girdiğinizde, promosyon yapılan malların listesini görmeden alış-verişe başlamayınız.
- Aç karnına, yiyecek alışverişine çıkmayınız.
- Mümkün olan her yerde gereken şekilde pazarlık yapmayı unutmayınız.
- Marketlerin indirim günlerinden faydalanınız. Diğer marketlerdeki fiyatları karşılaştırınız.
- Marketlerin indirim kartlarından yararlanınız.
- Kredi kartlarınızın hesap kesim tarihlerini bilerek, kendinize vade yaratmayı sağlayınız.
- Gösteriş uğruna markalara teslim olmayınız.
- Sezon sonu indirimlerden yararlanarak, gelecek yıla dönük ihtiyaçlarınızı karşılayınız.
ULAŞTIRMADA:
- Araç kullanırken gaz pedalını nazik davranın. Ani hızlandırma ve yavaşlamalarda %12 daha fazla yakıt tükettiğinizi anımsayınız.
- Araç kullanırken camları kapalı tutunuz. Açık cam aracın hızının düşmesine ve fazla yakıt harcanmasına neden olur.
- Motoru durdurmadan önce vitesi boşa alın. Aksi halde egsozdan tam yanmamış atık yakıt çıkar.
- Taşıma sınırının üzerindeki 45 kg lık ek yük %7 fazla yakıt tüketimine neden olur.
- Egsoz gazının mavi olması ve motor yağınızın siyah renkte olması aracınızın fazla benzin yaktığına işarettir. Motorunuzun periyodik bakımını yaptırın.
- Hava filtresi, benzin filtresi ve bujilerinizin temiz olmasına dikkat ediniz.
- Klimanızı gereksiz kullanmayın. Klimanın da yakıt tüketimini arttırdığını anımsayınız.
- Sabah ve akşam araçla seyahatlerinizde, araç radyosundan trafiğe uygun olan yolları dinleyerek, güzergahınızı ona göre seçiniz.
- Aynı iş yerine giden araç sahiplerinin, araçlarını nöbetleşe kullanmasını öneriniz.
- Lastiklerin havasının uygun olmasına dikkat ediniz. İnik lastik fazla yakıt harcamasına neden olur.
BUZDOLABINDA:
- Buzdolabını gereğinden fazla soğuğa ayarlamayın. Aksi halde %25 daha fazla enerji harcarsınız.
- Buzdolabını, soba ve ısıtıcılardan mümkün olduğu kadar uzak yere yerleştirin. Eğer mutfağın en soğuk yerine yerleştirecek olursanız, %15 enerji tasarrufu sağlayabilirsiniz.
- Bir kase buz parçasını buzdolabının orta yerine koyarsanız, 3-4 gün süre ile %5 daha az enerji harcarsınız.
- Sıcak yemeklerinizi buzdolabına koymadan önce, oda sıcaklığına kadar soğutarak dolaba koyarsanız ve buzluktan çıkardığınız yiyeceği yine buzdolabının alt katlarında tutarak eritecek olursanız daha az enerji harcarsınız.
- Yiyecekler soğuğu, havadan daha fazla absorbe ederler. Bu yüzden buzdolaplarınızın içini mümkün olduğu kadar çok doldurunuz. Fakat hava akımının kesilmemesine de dikkat ediniz. Dondurucu kısma yerleştirilen malzemeleri, düzgün bir şekilde sıralayınız. Bu sırada tam olarak buzluğu dolduramıyorsanız, aralara buz kalıplarını yerleştiriniz.
- Buzdolabına konan sıvıların üstü daima kapatılmalıdır. Aksi halde dolabın içindeki nem oranını artırırsınız. Bu durumda buzdolabının daha fazla çalışmasına sebep olur.
- Derin dondurucudan çıkaracağınız donmuş bir malzemeyi, bir gün önceden alarak buzdolabının diğer gözlerine koyunuz ve orada çözülmeye bırakınız. Böylece çözünen malzeme buzdolabına soğukluk vereceği için dolabın daha az enerji harcamasını sağlamış olursunuz. Yani buzluktaki malzemeyi doğrudan açığa koyarak, boşuna enerji kaybına sebep olmayınız.
- Buzdolabının düzenli olarak buzunu eritmek suretiyle, aşırı buzlanmanın önüne geçiniz. 5-6 mm kalınlıktan daha fazla buzlanmaya izin vermeyiniz.
ÇAMAŞIR MAKİNALARINDA:
- Çamaşır makinasında deterjan kullanımına dikkat edin.Tavsiye edilenden fazla miktarda deterjan koymayınız. Fazla deterjan çok köpük yaparak yıkamayı güçleştirir ve verimsiz yıkamaya neden olur. Ayrıca durulama sayısını da artırmak zorunda kalırsınız.
- Tüm deterjanların üzerinde uygun yıkama sıcaklıkları belirtilmektedir. Ilık suda daha aktif olan deterjanları kullanırken, daha iyi temizleme yapsın diye belirtilenden yüksek sıcaklıklarda kullanmanız daha fazla enerji kaybı demektir.
- Çamaşır ve bulaşık makinalarını yarı dolu veya aşırı doldurarak kullanmayınız.
- Çamaşırları yıkarken çok sıcak su yerine 30-40 derecedeki suyu kullanırsanız elektrik masrafından önemli orandaTASARRUF etmiş olursunuz. Çünkü elektrik enerjisinin %90 dan fazlası su ısıtma sırasında harcanır. Bu yüzden çoğu çamaşırları sıcak suyla yıkayıp, ılık sıyla durulama yerine; ılık suyla yıkayıp normal suyla durulamakla temizleme işlemini yapabilirsiniz. Üstelik çok sıcak su ve aşırı kurutma giysileri tüylendirir ve yıpratır.
- Çok kirli ve fazla lekeli çamaşırları önceden ıslatınız veya otomatik çamaşır makinasında ıslatma fonksiyonunu kullanarak ikinci kez yıkamayı kaldırabilirsiniz.
- Çamaşırlarınızı kurutma makinasında kurutuyorsanız, fazla kurutmayınız. Çünkü hem daha fazla enerji harcar, hem de çamaşırlarınızın daha çok yıpranmasına yol açarsınız. Otomatik kurutmayı kontrol altında tutarak, aşırı kurutma yapmasını engelleyiniz.
İLETİŞİMDE:
- Telefonla konuşurken, indirimli saatleri tercih ediniz.
- Ön ödemeli cep telefonu kartlarını tercih ediniz.
- İnternetten kısa mesaj servisini kullanınız, BEDAVADIR.
- Uzun telefon sohbetlerinden kaçınınız.
- Bir kez aradığınızda telefon açılmazsa sonra arka arkaya aramayınız.
- Mektuplarınızda ve tebrik kartlarınızda normal posta yerine mümkünse elektronik postayı kullanınız.
- Uzak bir yere gitmeden önce telefonla, geleceğinizi ve görüşmenizi teyit ettiriniz.
ELEKTRİKTE:
- Koridor, hol, tuvalet gibi yerlerde 40 wattan yukarı ampul gereksizdir.
- Enerjiden %66 tasarruf sağlayan mikrodalga fırın kullanınız. Bu fırınlarda pişirme 2-10 dakikada, ısıtma 10-30 saniyede gerçekleşir.
- Yemek pişirirken fırının ve tencerenin kapağının kapalıolmasına dikkat ediniz.
- Ev aleti alırken aygıtın enerji sarfiyatını göz önünde bulundurun.
- Ev aletlerini kullanmadığınız zamanlarda fişte takılı bırakmayınız.
- Özel fonksiyonu olan bir aleti satın almaya karar vermeden önce, daha sade modelleri ile arasındaki enerji tüketim farkını göz önünde bulundurunuz.
- Ütüleme işini bitirmeden 5 dakika önce ütüyü prizden çekin ve işinizi ütünün içinde kalan ısısıyla bitirmeye çalışınız. Ütü yükünüzü azaltmak için çamaşırlarınızı kurutucudan nemli çıkarınız ve nemli olarak toplayınız.
- Çamaşırlarınız asılı ise onları katlayarak toplarsanız yine ütü yükünüz azalır. Ayrıca ütü istemeyen kumaşlı çamaşır ve giyecekleri satın almaya gayret ediniz.
- Saç kurutma işlemini mümkün olduğu kadar havlu ile ve makine kullanmadan yapınız. Saç kurutma makinasının 10 dakikalık çalışmasının, 60 watt’lık bir lambanın 3 saatlik yanmasına eşdeğer bir elektrik tükettiğini anımsayınız.
YEMEK PİŞİRİRKEN:
- Hiçbir zaman açık ve yayvan bir kapta su ısıtmayınız.
- Elektrikli fırın kullanıyorsanız, fırını pişen maddenin pişme süresinden birkaç dakika önce kapatırsanız, kap ve ocağın kendi sıcaklığından da yararlanmış olursunuz.
- Ağzı sıkıca kapanmış kaplar içerisinde yemek çok daha çabuk pişer.
- Bir fırında, bir yerine birden fazla yemek pişirmeye gayret gösteriniz.
- Fırınınızda çok gerekli olmadığı hallerde ön ısıtma yapmayınız. Yapsanız bile 10 dakikayı geçmeyiniz.
- Fırının kapağını her açışınızda %20 oranında ısı kaybı olduğunu unutmayınız.
- Donmuş yiyeceklerinizi fırında pişirmeden önce muhakkak buzdolabının alt gözlerinde veya dışarıda çözülmesini sağlayınız.
- Yemeklerinizi olabildiğince düdüklü tencerede pişiriniz.
ISINMADA:
- Pencereler ısınma masraflarınızın %10-15’inden sorumludur.Pencerelerinizi ve camlarınızı değiştirmeseniz bile, ısı yalıtım performansını artırmaya çalışınız.
- Evinizin ve çalışma yerinizin çatı, duvar, pencere ve kapılarının izole edilmesini sağlayınız. Binanızın ana girişinde mümkünse çift kapı kullanınız.
- Odalarda yeterli sıcaklık sağlandıktan sonra kalorifer musluklarını kısınız veya termostatlı vana kullanınız.
- Radyatörün önüne ve üstüne kesinlikle eşya koymayınız. Ancak arkasına, duvarla radyatör arasına ısıyı yansıtan levhalar koyabilirsiniz.
- Oda sıcaklığının 23-24 derece civarında olması yeterlidir. Bir derecelik fark %5-7 lik enerji tasarrufu sağlar.
- Camlarınızı temiz tutarak, güneş ısısından mümkün olduğu kadar fazla yararlanınız. Güneş pencereden çekildiğinde ısı kaybını önlemek için perdeleri kapatınız.
- Pencere ve kapı kenarlarından soğuk hava gelmemesi için gerekli tedbirleri alınız.
- Klimalı yerlerde kapı ve camların kapalı olmasına dikkat ediniz.
- Radyatörlerinizin temiz olması, üretilen ısının tozlar tarafından emilmesi önlenmiş olacaktır.
- Kombi ve kalorifer kazanlarınızın kışa girmeden bakımını yaptırınız. Fazla doğal gaz yakılmasına engel olunuz.
SU HARCARKEN:
- Fotoselli lavabo bataryaları kullanınız. Suyu boşuna akıtmayınız.
- Sızıntı yapan, damlayan bir musluktan ayda yaklaşık 900 litre yani 1 metreküp’e yakın, yaklaşık bir ton su boşa akabilir. Bu tip damlayan bir musluğun altında bir kahve fincanı 10 dakikada doluyorsa, boşa harcanan su yılda 15.000 litreye özdeştir.
- Site ve uydu kentlerde arıtma sistemlerinin kurulmasını sağlayınız. Böylece bahçe sulamalarında ve diğer ön yıkamalarda arıtma sularından yararlanılmasını sağlayınız.
- Araç ve bahçe yıkamalarında mümkün olduğunca şehir şebeke suyunu kullanmayınız.
BULAŞIK YIKARKEN:
- Bulaşıkları yıkarken 60 derecelik su sıcaklığı yeterlidir. Daha yüksek sıcaklık boşuna enerji kaybıdır. Makinada harcanan elektriğin %90’ı suyu ısıtmak için harcanmaktadır.
- Yaz aylarında ısı ve nemi azaltmak için bulaşık makinasında sabah ve akşam saatlerinde yıkama yapılmalıdır.
- Bulaşık makinası çalışırken mutfakta su kullanmamak, enerjiden ve dolayısıyla paradan tasarruf demektir.
- Bulaşık makinasını tam doldurmadan yıkama yapmayınız.
- Bulaşık makinalarında son durulamayı yaptıktan sonra kontrol düğmesini kapatınız, makinanın kapağını açarak bulaşıkların hava ile kendi kendine kurumasını sağlayınız. Böylece bulaşık makinasının enerji maliyetinden, %10 civarında TASARRUFsağlamış olursunuz.
- Bulaşıklarınızı makinaya koymadan önce sıcak su ile durulamak yerine süngerle üzerlerindeki yemek artıklarını temizlemeniz yeterlidir.
YUKARIDA SAYDIĞIM ÖNLEMLERE İLAVE EDECEĞİNİZ BAŞKA ÖNLEMLER VAR İSE LÜTFEN BİLDİRMENİZİ RİCA EDİYORUM !!!
HRİSTİYANLARIN EVRİMİ !
|
Değerli arkadaşlar, Dünyadaki 7,2 milyar insanın yaklaşık üçte biri kadar olan Hristiyanların yarısını oluşturan Katoliklerin ruhani Lideri Papa Francesco yaratılış inancı ile Evrim Teorisinin çelişmediğini söyledi... Asırlar boyunca, pozitif bilimlerle kavgalı olan, pozitif bilimlerle uğraşanları engizisyon mahkemelerinde sorgulayan, cezalandıran, meydanlarda yakan Vatikan 1984 te Galileo'dan (itibarını iade ederek) özür dilemiş, 1990 da çıkardığı bir genelge ile Kilisenin pozitif bilimlerle çelişen beyanlarda bulunmamasını istemişti...
Uzunca bir tereddütten sonra nihayet hem canlıların değişim ve gelişimini açıklayan Evrim teorisinin, hem de Evrenin oluşumunu açıklayan Büyük Patlama (Big Bang) teorisinin Hristiyan/Katolik inancıyla ters düşmediğini kabulleniyor; (Tanrısal iradeye açık kapı bırakarak) ki bu yine de önemli bir olaydır.
***
1453 Bizansın son bulmasıyla, yani Ortaçağ sonrasında, bilimsel gelişmelerin başını çekenler aslında (Albertus Magnus*, Galileo, Bruno, Copernicus, Mendel, Newton, Lemaitre... gibi) Kiliseye bağlı (çoğu papaz, rahip) kişilerdi... Modern (deneysel) Fiziğin başlangıcını Galileo ile özdeşleştiriyoruz; aynı şekilde modern biyolojiyi Mendel ve Darwinle başlattığımız gibi.
Bu insanlar inandıkları Din kitabı İncil'in yaratılış öyküsü ile bilimsel buluşlar, gerçekler arasındaki çelişkilerin üstesinden gelmek durumunda kalmışlar ve sonuçta akıl yolunu tercih etmek erdemini göstermişlerdir; tabii ki bunun da bedelini ağır cezalarla hatta canlarıyla ödemişlerdir.
Gerçi 1453 Avrupa için Ortaçağın sonu, yeni bir çağın başlangıcı sayılır ama Müslüman-Türk Dünyasında hiç bir şey değişmemiş, Avrupa'nın bilimsel ve teknolojik gelişmelerine sırtı dönük, icat ve keşiflerden bî-haber, atalardan kalan gelenek ve göreneklerle yaşam devam etmiştir. Dolayısıyla at üstünde ok-yay ve kılıçla yetinerek bir zamanların süper Gücü konumuna gelen, ancak Arap kültüründen de bir türlü kopamayan Osmanlı, bilimsel-teknolojik alandaki geriliğinin cezasını acı bir çöküş ve yok olmakla ödemiştir...
Katolik Dünyasının Lideri olan Papanın bu son çıkışı Küresel Medeniyet açısından kritik bir işarettir. Bugün için Dünya nüfusunun beşte birini oluşturan, ancak kısa bir süre sonra, 2050 lerde Dünya Nüfusunun dörtte birini, 2100 de belki üçte birini oluşturacak İslam Dünyasında böyle olumlu bir gelişmenin izleri görünmüyor; tam tersine Hristiyanlığın 500-600 yıl önceki ayıpları tekrarlanıyor. İsa ile Muhammed arasındaki -zaman farkı- her haliyle korunuyor gibi. æ
Papa Francesco
Jeorge Mario Bergoglio 1936
Katolik Kilisesi’nin lideri Papa Francesco, tek tanrılı dinlerdeki “yaratılış” inancıyla “evrim” teorisinin çelişmediğini, aksine birbirini tamamladığını söyledi. (BBC)
Vatikan’daki Papalık Bilim Akademisi’nde bir konuşma yapan Papa Francesco, “Bugün Dünyanın kökeninin dayandırıldığı Büyük Patlama (Big Bang), bir yaratıcının müdahalesi fikriyle çelişmiyor, aksine bunu gerekli kılıyor” dedi. Papa, “Doğanın evrimi de, yaratılış kavramına ters düşmüyor…” diye konuştu. Öte yandan bu Büyük Patlama ve evrimleşme süreçlerinin tesadüfî olmadığını, ilahi bir iradenin ürünü olduğunu söyleyen Papa şöyle devam etti:
“Yaradılış hikâyelerini okuduğumuzda Tanrı’yı elinde sihirli değneği olan ve her şeyi yapabilen bir büyücü gibi hayal etmek yanılgısına düşebiliyoruz. Ama gerçek öyle değil…”
Papa, bu bağlamda bilim adamlarına düşen görevin de doğanın evrimsel mekanizmalarını keşfederek “Yaratıcı’nın tasarımında var olan gelişmeyi sağlamak” olduğunu belirtti. Papa, doğaya zarar vermenin “Tanrı’ya karşı işlenmiş büyük bir günah” olduğunu vurguladı...
BBC -övgü pınar-
* Benim Köln/Almanya'da Fizik tahsili yaptığım Üniversitenin adı da "Albertus Magnus Üniversitesi" idi. Kuruluş tarihi 1388... Tarihi Amblemin üzerinde İsa ve Meryem ve İsa'nın işareti Yıldızı gören Üç Kral var...æ
Hüsnü Mahalli : Tunus dersleri.
29 Ekim 2014, 10:57
'Arap Baharı'nın henüz ilk günleri idi.
Tunus'ta Bin Ali devrilmiş, Mısır'da ayaklanma devam ediyor, NATO henüz Libya'yı bombalamıyor ve ben henüz yasaklı değildim. O günler çeşitli televizyonlara çıkıp bu 'Bahar'ın bir tezgah olduğunu ve bölgenin kargaşaya sürükleneceğini söyleyip duruyordum.
Ocak 2011'de Ortadoğu'da Kanlı Bahar kitabımı yayınladım.
O kitapta ve o sıralar Akşam Gazetesindeki köşemde oynanan büyük ve çok tehlikeli oyunlara dikkat çektim ve sürecin bu noktaya geleceğini onlarca kez anlattım.
Siyasal İslamın çökeceğini ama 'bahar' ülkelerinde iktidara getirilen İslamcı partilerin desteği ile radikal İslamcı grupların güçleneceğini en detaylı bir şekilde anlattım.
Tunus'taki seçimler tüm söylemlerimin doğruluğunu kanıtladı..
'Bahar'ın başladığı bu ülkede İslamcı Nahda Partisi iktidarı kaybetti.
Ekim 2011 seçimilerinde 217 sandalyanın 89'nu alan bu parti bu kez 68 sandalye alabildi.
Çünkü Tunuslu seçmenler Nahda'nın ' ılımlı' görünüm ve söylemlerinin ne denli yanıltıcı olduğunu kısa bir sürede anladı.
Tunus halkı Nahda'nın iktidarda olduğu iki yıllık kısa dönemde radikal İslamcı hareket ve örgütlerin güçlendiğini, iktidarın desteği ile binlerce Tunuslu gencin Türkiye üzerinden Suriye'ye gittiğini ve yüzlerce Tunuslu kızın 'cihat nikahı' için yine Türkiye üzerinden Suriye'de savaşan cihatçılara taşındığını gördü.
Ama Tunuslu halkı İslamcı Nahda'yı iktidardan uzaklaştırmakla yetinmedi aynı zamanda 2011'de Nahda ile koalisyon kurarak onu iktidara taşıyan iki sol, sosyal demokrat ve milliyetçi partiyi de siyasal arenadan uzaklaştırdı.
'İşbirlikçi' ve İslamcı Nahda'yı iktidara taşıyan iki parti toplam 5 sandalye kazanabildi. Oysa 2011 seçimlerinde iki parti toplam 50 sandalya kazanmıştı.
Tunus, Türkiye'ye çok benzer.
Tunus Arap ülkeleri içinde Atatürk Cumhuriyetinden en çok esinlenen ve etkilenen ülke.
Tunus Arap ülkeleri içinde tek laik ülke.
2011'de sol, sosyal demokrat ve milliyetçilerin desteği ile İktidara gelen İslamcı Nahda bu yapıyı değiştirmek için çok uğraştı ama başaramadı ve sonunda bu çabasının bedelini iktidardan uzaklaştırılarak ödedi.
Tunus halkı Müslüman Kardeşler ve AKP'nin en çok güvendiği Nahda'nın toplum ve devleti İslamlaştırma çabasına izin vermedi.
Tıpkı Mısır halkının yaptığı gibi.
Tunus halkı son seçimlerde bu çabaya net karşı koyan partilere sahip çıkarak ya iktidara taşıdı ya da meclise güçlü bir şekilde gönderdi.
Ama en önemlisi Tunus halkı İslamcılardan kurtulmak için Mısır'da olduğu gibi askeri provake etmedi ve bu işi direkt olarak kendisi yaptı. Üç yıl önce iktidarda şans tanıdığı İslamcılara 'Geldiğiniz gibi gidin' dedi.
Yazılacak çok şey var ama Türkiye'de herkes Tunus seçimlerinden gerekli dersleri çıkarmalıdır.
'Arap Baharı' ile büyük hayallere kapılan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu artık bu coğrafyada yalnızlar.
Müslüman Kardeşler Nahda artık iktidarda değil. Yakında bu ülke de Mısır çizgisine yanaşarak Ankara'ya düşman olabilir. Yeni yönetim hiç bir Tunuslu gencin Suriye'ye gitmesine izin vermeyecektir. Libya'ya komşu Tunus Mısır ile birlikte Libya'da İslamcılara karşı yürütülen savaşa destek verecektir. Geçen hafta Başbakan eski Yardımcısı Emrullah İşler'i Libya'ya gönderen Ankara'nın oradaki Müslüman Kardeşler ve genel olarak İslamcılara devam ettirdiği destek işe yaramayacaktır.
Tunus'un yeni iktidarı ayrıca İslamcılara karşı amansız mücadele eden Cezayir ile işbirliği yaparak komşu Fas'ın İslamcı koalisyon hükumetinin dağılması için özel bir çaba içinde olacaktır.
Özetle Tunus seçimleri Erdoğan-Davutoğlu için bölgesel projeler açısından son nokta demektir.
Tunus seçimlerinin bölge yansımalarını da yarına bırakalım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)