23 Aralık 2014 Salı

Cüneyt Şaşmaz : FETHULLAH GÜLEN'in BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ?!/3

İlginç olan en önemli nokta, Gülen’in bütün yaşamı boyunca yürüttüğü bütün faaliyetlerde mutlaka subaylarla yakın bir ilişkisi bulunuyor.

Hangi il veya ilçeye giderse gitsin, mutlaka iletişim halinde olduğu bir kısım askeri elamanlar var.

Özellikle de askerler tarafından korunması da dikkat çekicidir.

Ayrıca savcı, hakim, emniyet müdürü, komiser vs. çok yakın ilişkiler kuruyor:
“Zaten Emniyet Amiri Resul Bey’le ileri derecede dostluğum vardı.
Bazı hakim ve savcılarla içli dışlıydım.”

Asker kökenli Vali Sabri Sarp ile iletişimleri gayet iyi.
Askerlik şubesi başkanı Karadenizli Albay ile yakın bir ilişki içine gidiyor.

Gülen’in askerlik yaşamı son derece dikkat çekicidir.
Askerdeyken kontrgerilla faaliyetlerine uyumlu bir çalışma yürütüyor.

Daha askeri birliğine katıldığı andan itibaren askerlerin korumasına girer:

“Teslim olduğumda zannediyorum 10 Kasım’dı.
Mehmet Mutlu o zamanlar üsteğmendi.
Zaten yarbaylıktan emekli oldu.

Bizim bölük komutanı Yılmaz bey, onun Harbiye’den arkadaşıymış ve gelip beni bölük komutanına lanse etti.

Ayrıca Kurmay Başkanı Reşad Taylan’a ben de Edirne’deki bir yakınından selam getirmiştim.
Hatta benimle ona badem ezmesi göndermişlerdi.

Cenabı Hakk’ın inayetiyle böyle korunmaya alındım.”

Nizamiyeden içeri girer girmez, subayların korunmasına alınan Gülen’e bu ilgi, Allah’tan gelen bir yardım olmayıp, onun yürüttüğü ve yürüteceği dönemin kontrgerilla faaliyetlerinin içinde yer almasıdır.

Birinci torpili, ilk okula gitmediği için, Erzurum’da dışarıdan diploma alıyor.

İkinci torpili görev İmamlık sınavını kazanması ve Edirne’ye İmam olarak atanmasıdır.

Gülen’in açıklamasına göre ‘uzun yıllar Türk Hava Kurumu Başkanlığını yapmış olan eski Milletvekili Mustafa Zeren” devreye girer.

Bir gün M. Zeren Edirne Müftülüğünü arar: “Yeğenimin gözlerinde öperim, imtihanı kazandı” torpil müjdesini verir.

Üçüncü torpili görevi ise askerde istihbaratçı olmasıdır.

“Dört ay sonra, Özmutlu’nun aracılığı ile beni de yüksek süratle ayırmışlar.
Özmutlu, beni rahat ettirmek için böyle düşünmüş, telsizci olursam, eğitime, içtimaya çıkmam ve rahat ederim diye komutana söylemiş...
Böylece yüksek süratle yazıldık.
Halbuki benim kafamda Genelkurmay’da kalma planı vardı.
Orada bir görev istiyordum; fakat olmadı.”

Böylelikle İslamcı görünen Gülen, ordunun laik subayları tarafından özel torpilli telsizci olarak istihbarat görevi verilir.

Böylelikle ordu içindeki bütün konuşmaları dinleme olanağına sahip oluyor.
Bu görevin sıradan birine verilmeyeceği bilinir.

Bir de Genelkurmay’da görev alma isteğinin olması da bir başka ilgi çekici bir noktayı oluşturuyor.

Gülen, Mamak’ta acemi birliğindeyken, Tümen komutanlığında ilk namaz kıldıran imam olarak da tanınır.

Hatta kendisinin deyimiyle mescit dahi kurar:
“Bir de askerde iken mescit yaptık.
Hayatında hiç namaz kılmamış insanlar dahi orada namaza başladılar.
200 kişilik mevcut varsa, yaklaşık 30 kişi devamlı namaz kılar hale gelmişti.
Sinema salonunda Cuma namazı kıldırdım, Hutbe de okudum”

Din konusunda çok hassas olduğu söylenen Ordu’nun en önemli birliğinde namaz kıldırması, hutbe okutması vaazlar vermesi, Gülen’in etkinliğiyle hiçbir ilgisinin olmadığı esas olarak ona biçilen görevle ilişkisi olduğu açıktır.
(Devamı var)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder