30 Aralık 2014 Salı

Zahide UÇAR : TORBACI..


Çocukluğumda hasat zamanı bitip bulgur-tarhana gibi kışlıkların yapımı da bittiğinde kapılarımıza dilenciler gelirdi. Torbaları boyunlarında, kapı kapı gezer; bulgur, tarhana, fasulye vb. kışlık yiyeceklerden isterlerdi. Annemiz bizi bu dilencilerle korkutur;
“-Sizi torbasına koyup götürürler” derdi.
Gün geldi, annemizin bizi korkuttuğu torbalar hepimizin kafasına geçti. Torbacılar güç ve iktidar sahibi oldu. Bir anlamda ülke olarak “TORBALANDIK.” Torbanın ağzı yavaş yavaş bağlanıyor. Bu torbaları delemezsek yakında hiçbirimiz nefes alamayacağız.
Önce efendileri eliyle Türk Askerinin başına torba geçirdiler. Sonra Türk Milletinin başına PKK donunu geçirdiler. Kafalar torbalandı, ceplerimiz boşaltıldı.
Torbacılar artık kapılarımızda dilenmiyor. Ambarları olduğu gibi söküp götürüyor. Gasp ediyor. Mafya usulü el koyuyor.
Yasalara, hukuka savaş açtılar. Yasalara uymak yerine, yasaları kendilerine uyduruyorlar.
Hırsızların çalışma saati gecedir.
Bunlar da gece çalışıyor. Millete atacakları kazıkların hepsi torba yasa içinde geçiyor. Yasa değil sanki bitpazarı… Yüzyıllar öncesinde kalan ne kadar yasa varsa içine sokuşturuluyor.
Uyuyan güzeller uyurken, hop torba yasalar kafamıza geçiveriyor.
İş sadece torba yasayla da bitmiyor. Torbacılar bütün ülkeyi sardı. Küçücük kasabalara kadar sentetik uyuşturucu“bonzai” yayıldı. Gençlerimizin canlarını bir de bu şekilde almaya devam ediyorlar.
2007-2008 yılında bunların olacağını yazmıştık. Yaygın basında uyuşturucu haberi hemen hemen hiç yapılmıyordu. Neden dersiniz?
Yurt dışında yaşayan ve ülkemizde olanları hayretle izleyen bir gazeteci tanıdığım, nedenini 2008 yılında şöyle açıklamıştı:
“-Basın ve televizyonlar uyuşturucu haberi yapmıyor. Çünkü birçok medya grubu zaten kara para aklıyor. Bizim dönemimizde uyuşturucu kullanan hemen meslekten atılırdı. Uyuşturucu kullanmak utanç verici bir durumdu. Kullanan bizler tarafından dışlanırdı. Şimdi bazı medya grupları bu işin içinde, kara para aklıyor, o nedenle uyuşturucu haberi yapmıyorlar.”
Ben de yaşanmış ve bir yazımda dile getirdiğim vakayı kendisine aktardım. O yıllarda, TMSF’nin el koyduğu bir müzik kanalında arkadaşımın oğlu çalışıyordu. Kanalda otururken esrar içilmeye başlanmış. Esrarı çeken yanındakine veriyormuş. Arkadaşımın oğlu “hayır” deyince;
“-Sıra bozulmaz” demişler. Arkadaşımın oğlu da yerinden kalkarak;
“-Artık sırada değilim” diye cevap vermiş.
Ülkeye giren kaynağı belirsiz paraların açıklamasını Merkez Bankası bile yapamıyor.
PKK’nın kanlı parası için pazarlık yapıldığı yazıldı-çizildi. Muhatapları duymamazlığa geldi.
AKP iktidara geldiğinde ilk işi Türk mafyasını içeri tıkmak oldu. Güneydoğu mafyasının önünü açtı. Evet, mafya uygar bir devlette hiç olmamalı ama, mafya varsa ve devletin bazı organları bazı mafya unsurları ile bağlantılı ise, ülkemizde de böyle bir gerçek varsa, olaya nasıl bakmalıyız?
Karadeniz mafyası fuhuş ve uyuşturucu işine girmiyordu. Karadeniz mafyasının bertaraf edilerek, Güneydoğu mafyasının önünün açılmasıyla, uyuşturucunun da önü açıldı. Ayrıca, PKK’lıların metropollerde rahatça üstlenmesi, silah depoları oluşturması sağlandı.
İstanbul, İzmir, Ege sahilleri Güneydoğu mafyasının tasallutu altındadır. İşi Antalya Kale içindeki esnafı tehdit etme boyutuna kadar taşımışlardır.
Uyuşturucunun ülkeye girişi engellenemiyor, engellenmiyor. Zaten Doğu ve Güneydoğumuzda sınır kalmadı. Uyuşturucu girişi serbest, çıkışında sorun var. Ve uyuşturucu ülke içinde patlama yaşıyor. Escati okul kapılarında beş liraya satılıyor diye yazdığımda yıl 2008 idi…
Kara para sahipleri bütün Batı illerine bavulla parayla gelip; otel, benzinlik, beyaz eşya, mobilya dükkanı sahibi oluyor. Arazi kapatıyor.
Namuslu vatandaşın kara para ile baş etmesi mümkün değildir.
Ticarete kara paranın hakim olduğu bir ülkede AHLAK ÇÖKER.
Türkiye’de AHLAK ÇÖKMÜSTÜR!!.
VE;
Tarih boyunca ahlaken çöken ülkelerin AYAKTA KALAMADIĞI GÖRÜLMÜŞTÜR!!.
F CİA polislerin “uyuşturucu ile bağlantısı olanların hepsini biliyor” olmasına rağmen, Horoz dövüşü yaptıkları AK Çete’nin bu işlere bulaşan suç ortaklarını acaba neden deşifre etmiyor(!)?
Baybaşin’in kuryeliğini yapan kimdi? Deniz Feneri Hırsızlığında kuryelik yapan kimdi? Baybaşin ve Deniz Feneri Hırsızlığının kuryeleri arasında bir bağlantı var mı?
Ülke gırtlağına kadar pisliğe battı. Bu ülke kırklanmak istiyor.
Karanlık odaklar ile gayrimeşru ilişki yaşayan insanların yönettiği bir ülkenin;  “BİR BOY ABDESTİNE” ihtiyacı vardır.
Bu kadar pisliğin birçok işbirlikçi tarafından örtbas edildiği, birçok aymaz tarafından övüldüğü- alkışlandığı bir ülkenin önce ( –5 derece) suyla duş alıp kendine gelmesi gerekir. Sonra da ılık suyla “boy abdesti” alıp, kırklanması lazımdır.
Bu kadar pisliğe batan;
Yalan, dolan, kara para, cinayet, fuhuş, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet bataklığında debelenen bir ülkede çöküş kaçınılmazdır.
Ülkeyi “KARA PARA” esir almıştır.
Rüşvet ve Yolsuzluk operasyonu sonrasında;
“Yüzlerce polisin sürülüp, yandaş yargı ile takipsizlik kararı verdirilen” davada, el konan paralar iade edilirken,  Sultan ve Kadı mahareti ile, “milletle dalga geçerek”faiz ödemesi yapılmıştır.
 Caligula ve Roma İmparatorluğunun ahlaken çöküşü…
Faiz’in dindeki karşılığının ne olduğuna gelince;
“Faiz alan da, veren de cami avlusunda annesi ile zina etmiş gibidir.” Der…
Ülke sadece kara para sarmalı ile yönetilmiyor. Aynı zamanda tefeci sarmalı ile insanların gırtlağı ve nefes borusu sıkılıyor.
zahide@zahideucar.com
www.zahideucar.com
Zahide UÇAR 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder