Ne soylu düşünce! Ne asil davranış! Ne kadar iyi bir Başbakan! Anneleri düşündü. Kadınlığı yüceltti. Kadının ezilmişlik tarihini kapattı.
Ne yaptı?
Doğur ilk çocuğu:
Al… 300 TL.
Doğur ikinci çocuğu:
Al… 400 TL.
Doğur üçüncü çocuğu.
Al… 600 TL.
600 TL ile bugün biraz da üstüne cepten koyunca tam Cumhuriyet Altını alınabiliyor. Böylece yaşayan anne 5 ay sonra yapılacak seçimlerde oyunu bu Başbakan’a verebilsin diye doğmamış çocuğuna altın takılıyor. Ahırdaki bir inek ilk doğurduğu buzağı için “375 lira buzağı emzirme yardımı” alırken loğusa yatağında bir annenin ilk doğurduğu bebek için “300 lira emzirme yardımı” alması eşitsizlik, adaletsizlik, ötekileştirme, anneliğe hakaret sayılır ama hiç yoktan iyidir.
Veren el!
Alan elden!
Üstündür!
Şapka çıkarın!
Ben bebeğe altın takayım.
Sen oyunu bana ver.
4 bakanı Meclis’te akladık.
Seçimlerde de paklayalım.
Türkiye’de başbakanlar, “kurtar bizi baba… tak doğmamış çocuğuma altın…” vericiliğiyle oy toplar.
* * * *
Tamam da soru şu:
Kayıp-kaçak ne olacak?
Doğmamış çocuklarına altın sözü verilen annelerin tamamı “evlerinde elektrik kullanan” insanlar. Türkiye’de 34 milyon elektrik abonesi var.
Her ay fatura geliyor.
Faturada yazılı “Kayıp Kaçak Ücretini” altın takılacak doğmamış çocukların anneleri dahil bütün anneler her ay ödediler. Yüksek yargı, “elektrik faturasına kayıp kaçak bedeli yazılarak bunun elektrik abonesi annelerden ve babalardan alınmasının sahtekarlık, dolandırıcılık, haksızlık, hile ve kandırmaca olduğuna” karar verdi. Dağıtım şirketlerine uyarı yaptı.
Kayıp kaçağı alamazsın.
10 yıl geriye doğru git.
Aldıklarını da geri ver.
* * * *
Adaletin bu kararı gereğince başta anneler olmak üzere yaşlı, genç, emekli, çalışan tek tek dağıtım şirketlerine gidecek, geçmiş 10 yılda kendinden ne kadar “kayıp kaçak gaspı” yapıldığının belgesini isteyecek. Dağıtım şirketleri “hadi oradan…” çekecekler. Nitekim çekmeye başladılar. Anneler dilekçe yazacak, mahkemelere gidecek, aracı avukatlık büroları türeyecek, “senin 10 yıllık kayıp kaçağını alırız ama yarısını bize verirsen…” sektörü doğacak, doğdu, doğuyor. Anneleri baş tacı edici, doğmamış bebeğe altın takıcı Başbakan, 2 satırlık bir yasa çıkartıp, “elektriği kaçak olarak kullanmamış, faturalarını zamanında ödemiş tüm dürüst vatandaşların ve tüm annelerin geçmiş 10 yıllık kayıp kaçak alacaklarını dağıtım şirketleri ödemek zorundadır, mahkemeye, dilekçeye gerek yoktur” diyemedi.
* * * *
Tam tersini yaptı.
Ankara’da Enerji Bakanlığı’na yasa taslağı hazırlattı. Buna göre faturalardaki “kayıp kaçak bedeli” kalıcı hale getiriliyor. Faturada kayıp kaçak sütunu kalkacak onun yerine başka bir ad altında yeni sütun eklenecek.
Elektriğe gizli zam gelecek.
Anne elektriğinden soyulacak.
Bebeğine altın takılacak.
Veren el olunacak!
Oylar kapılacak!
Doğur ilk çocuğu:
Al… 300 TL.
Doğur ikinci çocuğu:
Al… 400 TL.
Doğur üçüncü çocuğu.
Al… 600 TL.
600 TL ile bugün biraz da üstüne cepten koyunca tam Cumhuriyet Altını alınabiliyor. Böylece yaşayan anne 5 ay sonra yapılacak seçimlerde oyunu bu Başbakan’a verebilsin diye doğmamış çocuğuna altın takılıyor. Ahırdaki bir inek ilk doğurduğu buzağı için “375 lira buzağı emzirme yardımı” alırken loğusa yatağında bir annenin ilk doğurduğu bebek için “300 lira emzirme yardımı” alması eşitsizlik, adaletsizlik, ötekileştirme, anneliğe hakaret sayılır ama hiç yoktan iyidir.
Veren el!
Alan elden!
Üstündür!
Şapka çıkarın!
Ben bebeğe altın takayım.
Sen oyunu bana ver.
4 bakanı Meclis’te akladık.
Seçimlerde de paklayalım.
Türkiye’de başbakanlar, “kurtar bizi baba… tak doğmamış çocuğuma altın…” vericiliğiyle oy toplar.
* * * *
Tamam da soru şu:
Kayıp-kaçak ne olacak?
Doğmamış çocuklarına altın sözü verilen annelerin tamamı “evlerinde elektrik kullanan” insanlar. Türkiye’de 34 milyon elektrik abonesi var.
Her ay fatura geliyor.
Faturada yazılı “Kayıp Kaçak Ücretini” altın takılacak doğmamış çocukların anneleri dahil bütün anneler her ay ödediler. Yüksek yargı, “elektrik faturasına kayıp kaçak bedeli yazılarak bunun elektrik abonesi annelerden ve babalardan alınmasının sahtekarlık, dolandırıcılık, haksızlık, hile ve kandırmaca olduğuna” karar verdi. Dağıtım şirketlerine uyarı yaptı.
Kayıp kaçağı alamazsın.
10 yıl geriye doğru git.
Aldıklarını da geri ver.
* * * *
Adaletin bu kararı gereğince başta anneler olmak üzere yaşlı, genç, emekli, çalışan tek tek dağıtım şirketlerine gidecek, geçmiş 10 yılda kendinden ne kadar “kayıp kaçak gaspı” yapıldığının belgesini isteyecek. Dağıtım şirketleri “hadi oradan…” çekecekler. Nitekim çekmeye başladılar. Anneler dilekçe yazacak, mahkemelere gidecek, aracı avukatlık büroları türeyecek, “senin 10 yıllık kayıp kaçağını alırız ama yarısını bize verirsen…” sektörü doğacak, doğdu, doğuyor. Anneleri baş tacı edici, doğmamış bebeğe altın takıcı Başbakan, 2 satırlık bir yasa çıkartıp, “elektriği kaçak olarak kullanmamış, faturalarını zamanında ödemiş tüm dürüst vatandaşların ve tüm annelerin geçmiş 10 yıllık kayıp kaçak alacaklarını dağıtım şirketleri ödemek zorundadır, mahkemeye, dilekçeye gerek yoktur” diyemedi.
* * * *
Tam tersini yaptı.
Ankara’da Enerji Bakanlığı’na yasa taslağı hazırlattı. Buna göre faturalardaki “kayıp kaçak bedeli” kalıcı hale getiriliyor. Faturada kayıp kaçak sütunu kalkacak onun yerine başka bir ad altında yeni sütun eklenecek.
Elektriğe gizli zam gelecek.
Anne elektriğinden soyulacak.
Bebeğine altın takılacak.
Veren el olunacak!
Oylar kapılacak!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder