14 Ocak 2015 Çarşamba

Toplum tepkisiz olunca!

Emin Çölaşan

Sevgili okuyucularım, terör Fransa’ya sıçradı ve dünya şok geçirip altüst oldu. Başta Paris olmak üzere ülkenin çeşitli kentlerinde düzenlenen terörü kınama yürüyüşlerine milyonlarca insan en içten duygularla katıldı.
O katılımlarda iktidar partisinin hiçbir katkısı yoktu.
Fransa cumhurbaşkanı ile başbakanının posterleri ellerde taşınmadı.
Katılımcılara para verilmedi.
Gösterilerde devlet gücü ve etkisi yoktu.
Fransız Hükümeti bu işi kendi propagandası için kullanmaya yeltenmedi. Yürüyüşlerde
vıcık vıcık siyasi nutuklar da atılmadı.
Aynı durum Türkiye’de olsaydı, yukarıda saydıklarımın hepsi ayrı ayrı gerçekleşirdi!
* * * *
Bildiğim kadarıyla Türkiye’de teröre karşı en büyük toplu yürüyüş, Uğur Mumcu’nun öldürülmesi sonrasında gerçekleşti.
O gün sokaklarda bir milyondan fazla insanımız yürümüştü.
Ocak 1993!..
Şimdi aradan tam 22 kocaman yıl geçti.
* * * *
O günden bu yana özellikle PKK teröründe binlerce askerimiz, polisimiz ve masum insanımız öldürüldü.
Nice cinayetler işlendi, nice insanlarımızı toprağa verdik.
Bombalar patladı, kanlar döküldü.
Bir gün olsun Fransa’da olduğu gibi böylesine görkemli bir yürüyüş yapıldı mı?
Şunu da belirteyim, ilgili kurum ve kuruluşlar bazı cinayetler sonrasında kitlelere çağrıda bulunup yürüyüşlere davet ettiler…
Ve o yürüyüşlerin hemen hiçbirine beş bin, bilemediniz on bin kişiden fazlası katılmadı.
Dolayısıyla terör lanetlenmedi…
Teröre karşı toplum olarak tavır koymayı başaramadık.
Bu söylediklerim özellikle AKP iktidarı dönemi için geçerlidir ve bunun iki nedeni vardır
– İlki, toplum bilinçli olarak duyarsızlaştırıldı. Terör varmış, cinayetler işleniyormuş, ülkemiz bölünüyormuş, vatan iki paralık bir terör örgütüne satılıyormuş, bugün hiç kimsenin umurunda bile değil.
– İkincisi, bugün herhangi bir yürüyüşe katılan herkesin karşısına polis gücü çıkarılır. TOMA’ lar su sıkar, polis coplar, dayak atar, gözaltına alır, makul şüpheyle sizi mahkemeye gönderir ve oracıkta özel hakimler tarafından tutuklanırsınız. Toplum bu yolla korkutuldu.
AKP iktidarının bu konuda “Başarılı (!)” olduğunu itiraf etmek zorundayız.
* * * *
Günlerden 11 Mayıs 2013… Güneydeki ilçemiz Reyhanlı’da bombalar patladı ve 100’e yakın masum insanımız can verdi.
Bir tek protesto gösterisi yapabildik mi?
Yapamadık.
PKK teröründe binlerce şehit cenazesi kaldırılırken, cami avlularında cenaze namazına katılan birkaç yüz kişilik cemaat dışında kimler vardı?
Hükümet yetkililerinden birkaç kınama mesajı ve “Kanları yerde kalmayacaktır” edebiyatı!.. Hepsi o kadar!..
* * * *
Fransa’daki büyük protesto yürüyüşünü kim organize etti?
Fransız Hükümeti.
Biz Türkiye olarak nice olaylar yaşadık, bir tanesinden sonra Türk Hükümeti böyle bir yürüyüş düzenledi mi?
Düzenlemedi!..
Düzenleyemez çünkü korkar…
Çeşitli zamanlarda terör örgütlerine doğrudan olmasa bile dolaylı yollardan destek verenler, o örgütlere Suriye ve Irak sınırından silah ve cephane gönderenler, bazılarıyla pazarlık masalarına oturanlar elbette korkacaktır.
* * * *
Türk toplumu gergin… Türk toplumu bu açıdan bakıldığında artık devlete mevlete güvenmiyor.
Güven duygusunu tümüyle yitirmiş durumda…
Böyle bir ülkede, polis ve yargı dahil her güç ve yetkinin siyasi iktidarın emrine sunulduğu, partizanlığa alet edildiği bir ortamda kim kime nasıl güvenecek?
Bırakın terörü kınamayı bir yana, herkes kendi hakkını ve hukukunu kendince koruyor! En küçük bir tartışmada bile büyük kentlerimizin göbeğinde tabancalar ve Kalaşnikoflar çekiliyor, insanlar birbirini öldürüyor…
Ve terör dahil bütün bu katliamlar gazete sayfalarında bilemediniz iki sütunluk bir haber olarak yer buluyor.
* * * *
Şimdi burada son Paris olayının Türkiye ile ilgili bir başka boyutuna bakalım:
O katliamda yer alan, market basıp insanları öldüren ve kendisi de polis tarafından öldürülen İslamcı teröristlerden birinin karısı olaydan hemen önce 2 Ocak günü Madrid’den İstanbul’a gelmiş, otelde kalmış ve 8 Ocak günü Suriye’ye kaçmış.
Bunu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu açıkladı.
Kadın terörist orada büyük olasılıkla IŞİD’e katıldı.
Nasıl gitti, sınırı nasıl geçti, hiçbir şey bilinmiyor.
Suriye’de bu kadını şimdi kimden isteyeceksiniz!
Sen Suriye’de rejimi yıkmak için Türkiye olarak bir sürü karanlık olaya ve maceraya girersen, IŞİD gibi İslamcı örgütlerle masaya oturursan, sonu işte budur.
Suriye’de bir devlet olsaydı bu terörist kadın hemen yakalanır, bize veya Fransa’ya anında teslim edilir, kendisinden yargı önünde hesap sorulurdu.
Ama şimdi muhatap yok. Kimi kimden isteyeceksin?
* * * *
Fransa’da bir olay oldu, 46 dünya lideri yürüyüşe katıldı. Bizde nice olaylar oldu, bırakın dünya liderlerini bir yana, hiç kimsenin kılı bile kıpırdamadı.
Ölenler öldüğü ile kaldı, sadece “Kınama bildirileri (!)” yayınlandı.
Niçin?..
Çünkü Fransa’nın dünyada saygınlığı var… Dünyayı ayağa kaldırmayı biliyor.
Bizim saygınlığımız ise sıfır düzeyinde, kimse takmıyor.
Onların terör kurbanları can…
Bizimkiler patlıcan!


SÖZCÜ



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder