Nazım Hikmet, Kuvayı Milliye Destanı’nda
bu ihaneti şöyle anlatıyor:
“ve 29 Aralık Kütahya
4 top
ve 1800 atlı bir ihanet
yani Çerkez Ethem
bir gece vakti
kilim ve halı yüklü katırları
koyun ve sığır sürülerini önlerine katıp
düşmana geçti
yürekleri karanlık
kemerleri ve kamçıları gümüşlüydü
atları ve kendileri semizdiler…
Ateşi ve ihaneti gördük” (18 Kasım 2014)
“ve 29 Aralık Kütahya
4 top
ve 1800 atlı bir ihanet
yani Çerkez Ethem
bir gece vakti
kilim ve halı yüklü katırları
koyun ve sığır sürülerini önlerine katıp
düşmana geçti
yürekleri karanlık
kemerleri ve kamçıları gümüşlüydü
atları ve kendileri semizdiler…
Ateşi ve ihaneti gördük” (18 Kasım 2014)
ÇERKEZ ETHEM İHANET ETMEMİŞ MİDİR?
Zeki Sarıhan
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa’da bir Çerkez topluluğuna yaptığı konuşmada Çerkez Ethem’in hain olmadığını söylemiş. Bu sözü “Çerkezlerden hain çıkmaz” anlayışında olan topluluğun da hoşuna gitmiş olmalı. Nitekim Bülent Arınç’a bir ödül de vermişler.
Çerkez Ethem’in hain olmadığı iddiaları, 1950’lerde, Atatürk ve İnönü ile hesaplaşma anlayışıyla ortaya atıldı. Resmî tarihe karşı yöneltilen itirazların en zayıfı budur. Ethem Bey, Kurtuluş Savaşı’nın ilk evresinde büyük hizmetler görmüşken, bütün belgeler, 1921 başlarında bu davaya, kelimenin bütün anlamıyla ihanet ettiğini gösteriyor.
Onu bu eyleme sürükleyen, Mustafa Kemal Paşa ile rekabete girişmesidir. Eğer yurdun işgale uğradığı bir dönemde, savunma mevzilerini bırakıp düşman tarafına geçmek ve yurtsever cepheye karşı düşmanca söylemlerde bulunmak bir ihanet değilse, ihanet sözcüğünü sözlüklerden silmek gerekir.
HİZMETLERİNİ İNKÂR EDEN YOK
Ethem, Kuvayı Milliye döneminde sayıları beş bine yaklaşan Kuvayı Seyyare birliklerinin başındaydı. Düzenli ordunun çok zayıf olduğu bir dönemde Anzavur, Düzce, Bolu, Yozgat isyanlarının bastırılmasında, Batı’da Yunan istilasının durdurulmasında büyük başarı gösterdi. Kahramanlığı üzerine hakkında marş yazıldı. O, bu saygınlığına güvenerek düzenli ordunun emrine girmeyi reddetti. Ankara Vali Vekili Yahya Galip Bey’i yargılamak üzere kendisine teslim etmediği için Mustafa Kemal’i Meclis’in önünde ayağından asacağını söyledi. Mustafa Kemal Paşa, bu tehdidi sessizlikle geçiştiremezdi. Bu olay gene de ikisi arasında bir gerilim olarak kalabilir ve yatışabilirdi.
Ethem’in asıl kusuru, 1920 sonlarında düzenli ordu kurulmasına çabalanırken Kuvayı Seyyare’yi ordunun emrine vermeyi reddetmesidir. O, ağabeyi Reşit ve kardeşi Tevfik Beyler, Meclis’teki bazı mebuslarla birlikte, düzenli ordunun bir başarı göstereceğine inanmıyorlar, Yunanlıların ancak Seyyar Birliklerle yıpratılıp yenileceğini düşünüyorlardı. Oysa gelişmeler tersini kanıtlamıştır.
Tam da Ocak 1921 başlarında Yunanlılar İnönü’ye doğru ileri harekâta geçmişken Ethem Bey, Yunanlılarla bir saldırmazlık anlaşması yaparak İsmet Bey’in emrindeki Batı Cephesi birlikleriyle çatıştı. Seyyar Kuvvetlerin başından ayrılırsa hayatının güvenceye alınacağı ve saygı göreceği yolundaki ısrarlı teklifleri geri çevirdi.
Buraya kadar anlattıklarım, Ethem için “Hain” sıfatının kullanılmasını gerektirmeyebilir. Bu bir iç çatışmadır. İhanet olayı asıl bundan sonra başlamaktadır. Ethem ve kardeşleri, “Çerkez Ethem’in İhaneti” kitabımda belgeleri ve ayrıntıları ile anlatıldığı gibi Yunanlılarla bir anlaşma yaptı. Yunanlılar onu alarak İzmir’e götürdüler. Midesinden rahatsız olduğu için Hollanda Hastanesine yatırdılar. İkinci İnönü Savaşları sırasında Ethem imzasıyla Türk mevzileri üzerine atılan bildiride Türk ordusunun Yunanlılara teslim olması isteniyordu. Kardeşi Reşit Bey de Yunan gazetesine verdiği demeçte kendisine yeterli kuvvet verilirse 15 günde Ankara’yı teslim alacağını söylüyordu. Çerkez kardeşlere göre Mustafa Kemal Paşa, savaşı gereksiz yere uzatıyordu.
Yunanlılar Ethem Bey’i bir süre sonra Yunanistan’a götürdüler. Oradan da Berlin’e gitti. Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından gıyabında idama mahkûm oldu. 150’likler listesine alındı. 1938’de Af çıktığında Ürdün’de yaşıyordu. Memlekete dönebileceği tebliğ edildiğinde “hangi yüzle döneceğim?” diyerek gelmedi. Bu olay bile onun ihanetinin büyüklüğü altında nasıl ezildiğini göstermektedir. Hatıralarındaki savunması çok zayıftır.
NERELERDE YANLIŞ YAPTI?
Ethem beş büyük yanlış yaptı. Birincisi, Mustafa Kemal Paşa ile kazanamayacağı bir liderlik yarışına girmesidir. Eğer Kurtuluş Savaşı ordusuna Ethem kumanda etseydi savaşın seyri bambaşka olur ve kazanılması büyük bir riske girerdi. Çünkü o, düzenli bir orduya komuta edecek siyasi ve askeri birikimden yoksundu. İkincisi, Kuvayı Seyyare’yi Batı Cephesi emrine vermemesi, yani İsmet Bey’den emir almayı reddetmesidir. Üçüncüsü, savaşı kaybedince kendisine yapılan öneriyi geri çevirerek herhangi bir yerde oturmayı reddetmesidir. Dördüncüsü Yunanlılara teslim olmasıdır. Beşincisi, bununla da yetinmeyip TBMM ve Türk orduları aleyhine faaliyetlerde bulunmasıdır.
Çerkez Ethem’in bu davranışlarını mazur göstermek, onu aklamaya çalışmak çok tehlikelidir çünkü gelecekte de bu gibi hareketlerin mazur görülmesine neden olur. Sayın Arınç’ın konu hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olduğundan kuşkuluyum.
--------------
İkinci İnönü Savaşları sırasında Yunan uçaklarının Türk mevzilerine attığı, karşılığında Papulas’ın Ethem’e beş-altı bin Drahmi ödediği bildiri:
“Ey Türk zabitan ve efradı!
Yunanlılar kendilerine teslim olanlara ve ellerine düşenlere iyi bakıyorlar. Bunun en büyük delili bizim vaziyetimizdir. Vatan için niyetleri temiz olmadığı aşikâr olan Ankara meşru hükümetinin şer aleti olmamak vatan vazifesi ve insanlık şiarıdır.
Kuvayı milliye Umum Kumandanı Ethem.”
(Çerkez Ethem’in Hatıraları, Dünya Gazetesi yayını, 1962, s. 199.)
----------
Ethem’in Yunanlılara teşekkürü (bugünkü dile aktarılmıştır) :
“Birçok savaşta kahramanca hareketlerini ve mertliklerini gördüğüm ve bir aydan beri aralarında bulunarak fedakâr ve iltifat eden subayların bana gösterdikleri iyi kabul ve teveccüh ile savaş meydanlarında gördüğüm kahramanlıkları oranında nezaketlerine meftun kaldım. General Papulas cenaplarının cidden iftihar edilecek kahraman ordusuna arzı hürmet ve teşekkür ederiz. Bu arada hürmetler ile yadetmek istediğim İzmir Olağanüstü Komiseri Steryadis cenaplarının dünya çapındaki adil siyasetine karşı gerek kendim ve gerek saygıdeğer arkadaşlarım adına minnettarlık hislerimin basın yoluyla ilanına aracılık edilmesi istirham edilir efendim.
Sabık Kuvayı Seyyare ve Kütahya Havalisi Kumandanı Çerkez Ethem”
(Hâkimiyeti Milliye, 24 Şubat 1921)
----------
Türk sosyalistlerinin ileri gelenlerinden Şefik Hüsnü, Ethem’le ilgili olarak şöyle yazıyor:
“Olaylar kısa zamanda onun gerçekte alelade bir maceracı ve üstelik bir hain olduğunu kanıtladı. O, hareketin diğer önderleriyle bir anlaşma temeli arayacağına, Mustafa Kemal ile arasındaki ilk çatışmayı taraftarlarının çoğunluğu ile birlikte düşman tarafına geçmek için bir fırsat bildi ve biraz sonra silahlarını anti-emperyalist cepheye çevirdi.”
Şefik Hüsnü, Komintern Organlarındaki Yazı ve Konuşmalar, İstanbul, 1977, Aydınlık Yayınları, s. 113.
------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder