Başbakan Ahmet; "Çözüm süreci kararlılıkla devam edecektir"diye gürledi!
Haram Havuzu Medyası manşet attı; "Tam Gaz Yola Devam!"
Artiz Süreyya, uzun yol kamyon şoförü gibi kot pantolon-deri ceket ve üç günlük sakalıyla;
"Anlaşan iki insanın müzakereye ihtiyacı yoktur.
Tartışmalı başlıklar vardır.
Süreç de buna yöneliktir.
Sekretarya tartışmalarına gelince, Sayın Arınç eksik bilgiyle değerlendirme yaptı.
O bilmez, bu konuda mutabakata daha önce varılmıştı" diye konuştu!
"Anlaşan iki insanın müzakereye ihtiyacı yoktur.
Tartışmalı başlıklar vardır.
Süreç de buna yöneliktir.
Sekretarya tartışmalarına gelince, Sayın Arınç eksik bilgiyle değerlendirme yaptı.
O bilmez, bu konuda mutabakata daha önce varılmıştı" diye konuştu!
Eh bizde salak değiliz ya, anladık ki çözüm süreci devam edecek!
Gerçi, çözüm sürecinin ne olduğunu, nasıl süreceğini, kimin devam ettireceğini bilen yok ama olsun işte, Başbakan Ahmet "devam"dediği için devam edecek!
Çözüm sürecini kime bağlı?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a değil mi?
Evet.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a değil mi?
Evet.
Nasıl sorumlu bu?
Artiz Süreyya biliyor, sorumlu Başbakan Yardımcısı bilmiyor?
Artiz Süreyya biliyor, sorumlu Başbakan Yardımcısı bilmiyor?
Yani sizin anlayacağınız, bu çözüm süreci denen "Köpek Dolabında"kimin eli, kimin cebinde belli değil!
Çözüm adına ne konuşuluyor;
"Kürt Sorunu" diyorlar, fakat bölgede yaşayan insanlarımızı, onların dertlerini konuşacakları yerde PKK Narko-Terör Örgütünü Suriye’de kurulmakta olan Kürt Devletini konuşuyorlar!
-Bölgede 500 yıldır devam eden feodal yapının değiştirilmesini, bölge insanının köle düzeninden kurtulmasını konuşan bir kişi bile yok!
-Bölgede toprak reformunda bahseden bir tane Kürtçü siyasetçi var mı?
-Kürt sorununu çözmek için PKK yetkilileri, Türk Devletinin karşısına muhatap olarak oturtuluyor.
PKK Narko-Terör örgütü, 10 Binden fazla Kürt kökenli vatandaşımızı öldürmedi mi?
PKK Narko-Terör örgütü, 9 Bin 671 Asker evladımızın katili değil mi?
PKK Narko-Terör örgütü, öldürdükleri-sakat bıraktıkları ile toplam 54 Bin insanımızın hayatını ellerinden almadı mı?
PKK Narko-Terör örgütü, çocuklarımızın-torunlarımızın hakkı olan 400 Milyar Dolarlık bir ekonomik kaynağımızın heba olmasına sebep olmadı mı?
PKK-Narko Terör örgütü, bu yaptıklarının hesabını verdi mi?
Pişmanlığını belirtip, silah bıraktı mı?
Elbette ki hayır!
Elbette ki hayır!
Tüm bunları bildiği halde, Başbakan Ahmet’in ağzından bu günlerde iki kelime eksik olmuyor; "Kamu Düzeni!"
Kamu düzeninin sağlanmasının şart olduğunu, çözüm sürecine devam etmenin tek şartının bu olduğunu vurguluyor!
Kim söylüyor bunu?
Yeni iktidara gelmiş bir parti mi?
Yeni iktidara gelmiş bir parti mi?
Ne gezer!
Türkiye’yi 13 yıldır tek başına yöneten bir iktidarın başı söylüyor!
Türkiye’yi 13 yıldır tek başına yöneten bir iktidarın başı söylüyor!
Kamu düzenini bozan bizzat AKP Hükümetleridir.
Kamu düzenin tekrar sağlanması için gerekli tek şart, "İhanete ve Yolsuzluğa" boğazına kadar batmış AKP iktidarının demokratik yolla derhal indirilmesindedir.
Kamu düzenin tekrar sağlanması için gerekli tek şart, "İhanete ve Yolsuzluğa" boğazına kadar batmış AKP iktidarının demokratik yolla derhal indirilmesindedir.
Bakın artık şehit haberleri gelmiyor, diyenlere şunları sorun;
-TC Devleti, ülke sathında hâkimiyet kurabiliyor mu?
İleri Demokrasi masalıyla insanlarımız etnik dinsel temelde ayrıştırılıyorlar mı?
-İnsan Hakları diyerek, PKK’nın Kürt etnik kimliği üzerinden devlet içinde devlet olmasına göz yumuluyor mu?
-Dinler arası diyalog aldatmacasıyla, Anadolu’da Haçlı misyonerliğinin kapısı açılıyor mu?
AKP, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için "Eşbaşkan" görünümlü bir yıkım mühendislik ekibidir.
"Kımıl zararlısı" gibidir bunlar.
Hem Kamu Düzenini bozarlar, hem de kim bozdu bu düzeni, diye feryat ederler.
Hem Kamu Düzenini bozarlar, hem de kim bozdu bu düzeni, diye feryat ederler.
Kamu Düzeni mi arıyorsun?
Çöz de al Ahmet, çöz de al…
Çöz de al Ahmet, çöz de al…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder