11 Şubat 2015 Çarşamba

Cüneyt Şaşmaz : BUGÜNÜN HİKAYESİ NEDİR?!

“Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem.
O işe neler engel olur diye düşünürüm.
Engelleri kaldırdım mı, iş kendi kendine yürür.”
(Mustafa Kemal Atatürk’ün Liderlik Sırları, 
Adnan Nur Baykal, Sf 128)

Gazi'nin dönem'inin lider'lerinden dünya'da kaldı mı?!
O gün'ün şartları ile bugünün şartları bir midir?!

Ya da şöyle soralım, Deniz Gezmiş, Abdullah Çatlı gençliği ile bugünkü gençlik bir mi?!

Adım adım ilerleyelim.

Adım 1:
Bugünün hikayesi nedir?!

Kalmayan güvenlik kapsamında, güvenlik açığı üreten toksik varlıkların geldikleri yol'dan gönderilmeleri.

Yani?!

NATO konseptinde gelen NATO konsepti üzerinden acem barzan kaydırak'ta.
28 Şubat üzerinden gelen "28 Şubat yükselmesi" kapsamında gönderiliyor!
Erdoğan, Gülen, Gül, Sarıgül robot!

Oyun, "mecburiyetleri olan" avlanmış RTE üzerinden oynanıyor.

Adım 2:
Med & Cezir?!

Yeni süreç'te, Silivri'de mağdur olanlar, kumpas'a uğrayanlar'a "öç imkanı" tanınıyor.
Süreç'in kadrolu, iliştirilmiş mağdur'u Gülen Camia.

Aynı su'da iki defa yıkanılır mı?!

Sarıgül familya'nın rol'ü, güvenlik arızası üreten toksik varlıklara vurmak, yol'u temizlemek.

Rol'lerini abartırlarsa, kendileri de toksik oldukları için can'ları yanar diye korkuyorlar, sıkıntı bu!

Tatlı tatlı yemenin acı'dır çıkartması.

RTE de iktidar'a iliştirilirken İstanbul belediye başkanlığı süreç'inden yorgun değil miydi?!

Minareler süngü vs.
Ak'bil?!.
Yirmi yıllık ağır yorgun metal hikaye.

Adım 3:
I. Dünya Savaşı sonuçları üzerinden "Sykes Picot" kapsamında Osmanlı'yı parçaladılar.

Gazi'nin içinden geldiği şartlar ortada.
Osmanlı kurtarılabiliyor olsaydı Sykes-Picot yaşanmazdı, bu da o gün'ün gerçek'liği.

İttihat Terakki'nin programı, bugünkü AB uyum programı gibidir.

Meclis'te "Laik'lik nedir" diye soranlara verilen cevap, "adam olmaktır", yani laik devlet kuruluyor ama (seküler) laik'lik nedir'in tercümesini tam olarak bilen yok, zabıtlar ortada.

Almanlar savaş'ı kaybedince, Gazi çözüm'ü ve/veya Çankaya matematiğini Londra & Paris üzerinden üretti.

Dönem'in Alman'ına göre Mustafa Kemal "bir satan", biz ise buna "real-politik" diyoruz.

Sonuç üzerinden bakınca Gazi, eşsiz lider, süper'man, süreç içinden bakılacak olursa geçmiş'i olmayan fani, ölümcül riskler alan Çanakkale fatih'i, aynı zamanda bildiğini direkt söyleyen, politik olmayan bir vatansever asker, Enver Paşa dahil olmak üzere Bab-ı Ali'nin sevmediği, haz'zetmediği bir subay.

Şartlar, lider yokluğunda Gazi'yi öne çıkartmış ise "Kaht-ı Rical nedir ne değildir?" bakmak lazım.

Yani?!

Çürümüş sistem içinden, çürümüş sistem'i ayakta tutmaya çalışan kadro içinden "1 numara" aranmaz, Enver Paşa/Gazi makas'ı.

Gazi, Sykes-Picot'yu tanımıyorum demiş olsa, "Lider" diye kitabını yazanlar, adını anar mıydı?!

Anadolu bataklık'a dönüşmedi ise Lozan'ın matematiği ortada.

Sykes-Picot konusunda anlaşan Avrupa, Anadolu'nun paylaşımı konusunda anlaşamadı, bataklık olmasını istemediği için de Ankara ile uzlaştı.

Kaldı ki, Kurtuluş Savaşı'nı "Padişah'ın, Halife'nin kurtuluşu" olarak gören, Kazım Karabekir, Rauf Orbay vb isimler'in vizyon'unda, ezber'in tekrarı dışında ne vardı!?

Tasfiye edildi iseler, Gazi tasfiye etmedi, süreç tasfiye etti.

Adım 4:
Gazi, Çankaya'dayken de bugünkü manada "ulu önder" Atatürk değildi.

Aldığı kararlarda "Asker ne der" diye Mareşal Çakmak'a sorar, o cevaba göre hareket ederdi.

Sebep?!

Enver (Paşa) Bab-ı Ali darbesi üzerinden Almanlar, ordu'yu yeniden düzenledi.
Enver'land.

Başka?!

Gazi Çankaya'sı, 1923 sonrası denge'yi Alman'a göre değil, Londra & Paris aks'ına göre şekillendirdi.

Kemal'izm.

Gazi'nin "asker ne diyor?" sorgu'su bu mana!

1913'te yapılan düzenleme 27 Mayıs 1960 darbesi ile son'landırılmış, ordu içindeki o kadro'nun uzantıları Londra, NATO konseptinde tasfiye edilmiştir.

Londra üzerinden gelen tiranlaşmış Menderes'ten öç karşılığında, ordu içindeki Alman arka planlı subay'lar tasfiye edilmiştir.

Alman arka planlı subay İnönü de, 12 Mart sonrası Londra'dan Ecevit üzerinden tasfiye edilmiştir.

Adım 5:
Asker, Mustafa Kemal hayatta'yken "Gazi ne derse izin'deyiz" nokta'sında değildi.

Öyle olmuş olsaydı, Neo II.Dünya Savaşı öncesinde "tıbbi suikast" üzerinden Gazi tasfiye edildiğinde, süreç'e bakış değişmezdi.
Laik yazılım bir yana, Gazi'nin saf'laşmasını tekrar ederdi.

Mustafa Kemal, ölmeden önce Londra & Fransa bakış açısı üzerinden tavır almıştı, II. Dünya Savaşı kapsamında İsmet Paşa Çankaya'ya çıkınca, asker'in bakış'ı değişti,
Alman'ın ricası kapsamında savaş'ın dışında kaldı.

Gerçeklik'ten kopmamak lazım.

Adım 6:
Güvenlik'i sağlamak başka şey, demokrasi'yi kurtarmak başka?!
28 Şubat 1'den istenen güvenlik'in tesis edilmesi.
İkinci adım, demokrasi.

Süreç lider'lerini çıkartır, ne var ki, fantastik ya da tarih'ten süzülen lider'ler kıvamında olur mu, sorusunun cevabına gelince...

Hikaye, Çanakkale'deki kahramanlık üzerinden destan yazmak ise Silivri realitesi ortada.

Silivri, 1915 şartları üzerinden Çanakkale Savaşı gibi yaşanmış olsaydı, o komutanlar tutuklu değil, ölmüş olurdu.

Siber Savaş ile klasik dünya savaş'ı ve/veya I. Dünya Savaşı arasındaki nüans burada.

Ölselerdi daha iyi olurdu diyenler var, mümkün, o zaman soru ortada:
O bakış açısına sahip okur, o zamanki Mehmetçik'e ne kadar benziyor?!

Sıcak koltuk'ta, sabah 9 akşam 5 kart basıp geçmiş'in gerçekliği ile bugünkü arasında kaybolmak bu mana.

Uzun yol'dan geliyorum, birçok "Neo Kurtuluş Savaşçılık, Neo Atatürkçülük oynayan gördüm", daha dönem'in şartları nedir bilmeden, bu mana.

Gazi "Samsun'a çıktı, at üzerinde kılıç'la geldi, düşmanı yendi", düz bir cümle, içerik bundan ibaret ise Samsun orada, neden her çıkan Atatürk olamıyor?!

Gaz'la iş'görmüyoruz bu mana.

Adım 7:
Bugünün hikayesi?!

2007'de yaşanan kor'düğüm ortada.
Çankaya'ya çağ'ın ruhu'na hitap eden 1 numara aranıyor.

Gül üzerinden üretilen çözüm'lemeden kaynaklı çok ağlayan, çok suçlayan, çok stratejik akıl'dan noksan nara gördük.

Londra, güvenlik'ini sağlayamazken, kral'dan fazla kraliçe'ci olmamak lazım, bu mana.
Paris, her dünya savaş'ında, her iki yöne de dönebilen, çevrilebilen çeşme baş'ı.

Soru:
Paris'e hangi aks üzerinden güvenli seyahat mümkün!
Berlin/Londra ayrışması.

Su çok bulanık olsa da, 24 saat üzerinden mücadele ediyor'san, duru hakikatleri yakalamak mümkün.

Bir şey değişir "NATO üzerinden" baskı gelir, MİT üzerinden malum plak döner, sonra bir şey değişir süreç'te yine her şey değişir, bu mana.

Yanmadan anlamayanlar için cehennem sıcakları bu mana.

Anlaşılması gereken husus; NATO MİT üzerinden çalan plak, kalmayan güvenlik kapsamında, çözüm arayışlarını dile getiriyor.

"Kaos teorisi" ya da "kelebek etkisi" üzerinden mevcut hamle'yi okuyacak olursanız, AKP & Gülen familya; İsrail/İran makas'ında.

Aynı anda ABD'nin aynı anda Rusya'nın yanında durmaları mümkün değil ise yapacakları her seçim'in kanlı geri dönüşleri olacak.

Kaos derin'leşecek bu mana.
Bu AKP'nin, Gülen'in hikayesi.

Anadolu aynı zamanda birçok medeniyet'in mezar'ıdır, sırada ak ya da f yüksek medeniler'in lüküs cenaze tören'i var.

Kaos'tan çıkacak yeni düzen kapsamında "Yeni süreç" adım adım yükseliyor.
Herkes her şeyi anlayacak, algılayacak diye bir şey yok.

Yani?!

Herkes kendi kapı'sının önünü temizler ise Türkiye çok hızlı temiz'lenir, güvenlik'li olur bu mana.

Ya da özel'de Londra, Paris, tüzel'de İsrail, Avrupa zor'a girdikçe, Türkiye'deki İngiliz ulusalcılarının, ingiliz ülkücülerinin, ingiliz islamcıları'nın, ingiliz demokrat kürtçüleri'nin de hayatlarını cehennem'e çevirirler diye bakmak da mümkün, adam asmaca final süreç'i bu mana.

Radikal İslamcı bakış, Londra arka planlı yapıları bir defa vurdu ise yine vurur.
Kaht-ı Rical?!

Silivri'deki U dönüş'ünü nasıl ve hangi araçlar üzerinden yaptığımızı anlamadan, "hangi lider" demek boş lakırdı.

Gazeteler nasıl manşetsiz kalmaz ise final süreç'i de lider'siz kalmaz.

Neo II. Dünya Savaşı'nda uğruna savaş yapılan "sulh" nedir ne değildir'i anlamadan, bilmeden "lider var mı" diye sormak yersiz.

O zaman Gazi'nin nasıl 1 numara olduğunu, çağ'ın ruhu'na hitap edip hangi "yüksek matematik" üzerinden Çankaya'ya çıktığını hiç anlamamışsınız demektir, bilmemek ayıp değil öğrenmenin yaş'ı yok.

Süreç, lider'siz değil, Çankaya'ya çıkması gereken zaman'ı gelince çıkar.

Ve...
Son olarak..

Demem o ki:
"Küresel sermaye Türkiye'yi ele geçiriyor, dünya'ya hakim" diyorsan,önerme bu ise o zaman "savaş'taki taraf'lardan bir'i"nin küresel sermaye arka planlı yapılar olduğunu peşinen kabul etmişsin demektir.

O vakit; "reklam filmi, sinema, dizi" vb mecra'lar da "mesaj" doludur, okumasını bilene.

Aynı zamanda, istihbarat savaşlarında; "medyalar, reklam ajansları, sanal medya" da savaş'ın bir taraf'ıdır bakmak ve görmek farkı.

Acun, Cem Yılmaz vb isimlerin misyonu nedir ne değildir, bu mana.

O. Pamuk, E. Şafak vb kitap'lar ve yazar'larının BOP'sal satışları ortada.

Demem şu ki:
Kurtlar Vadisi'nin senarist'leri sır değil, nüans şurada:
Kurtlar Vadisi defalarca vatan'ı kurtardığı halde, vatan kurtulmadı ise hem o dizi'ye reklam verenler hem izleyici güven'de değildir.

Olmuş ile ölmüş'e çare yok.

Sözün özü:
Tüm gerçekler üç adımda gelirler:
Önce alay edilir.
İkinci olarak şiddetle karşı çıkılır.
Son olarak, zaten belli olan bir şey denir ve kabul edilir.”
Arthur Schopenhauer

Yaşanması gereken bir süreç var ise "mutlaka" yaşanır!

Nüans şurada:
Yazıları anlaşılmaz bulanlar ya da anlayamayanlar, Neo Milli Mücadele'de part time mücadele eden okur'lar.

Yani?!

Aklı; Londra, NATO konseptinde yön'lendirilen okur.
Zekaya hakaret; bir zamanların "Onlar NATO'cu/bunlar İngiliz Ulusalcısı" ayrımı!

Anlaşılmadı ise "Ultra Türkler kimlerdir?" sorusuna verilen cevap'ı tekrarlayalım:
"Cumhuriyet Savcısı'nın soramayacağı sorular vardır, eğer o sorular soruluyor ise cevabı istenen soru, aynı zamanda BOP'u organize edenlerin cevabını aradığı soru.
Siz'e cevap vermek ile üç artı bir'e cevap vermek aynı mana.
Cevabı çok merak etti iseniz Genelkurmay, MİT, Emniyet, CIA, NATO orada, onlar araştırıp bulup versinler!"

Yani?!

Soru sorarken, Zekariya Öz durumuna düşmemek elzem.
"Leb demeden leblebi" bu mana.
Ego'su "nazik/hassas" olan bu coğrafyada kalem/klavye sektirmesin.

Yani?!

Dünyalar Savaşı'nı minimize edip hikaye'yi "Düşman, AKP'dir, Erdoğan'dır" diye bağlamak da mümkün.
Ne var ki, BOP'ta AKP taşeron.

Bir de AKP'ye ihale'yi verenler var!
RTE'den alıp Acem Barzan gülen Sarı'gül'e vermek isteyenler var.

Yani?!

Siz'ler/Biz'ler?!

Siz'ler AKP'nin arkasındaki dayı'ları düşürmeden, AKP'yi düşüreceğinizi, BOP'u, Neo Sevr'i son'landıracağınızı zannediyor iseniz, cevap ortada:
Acem Barzan Harikalar Diyarı'nda dolanan sadece AKP'nin The Hocası değil, Özkan Sarıgül familya vs.

Yani?!

Savaş'ı anlamadan çözüm'ü üretemezsiniz, savaş'ı yanlış yorumladı iseniz yanlış isimlerden çözüm beklersiniz.

Dam'daki eşek'i çıkartanlar indiriyor, bu mana.

Herkes kendi yol'unda.

Ezcümle:
Süreç'i anlamak isteyen Allah'ın verdiği iki uç'tan işe yarayan'ı çalıştırmaya başlar ise naçizane benim gördüklerimi de görür.

Temsil bu temsil, arkası "28 Şubat 1 çarpması"nın hemen ardından "yarın".

İp'in uç'unda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder