Değerli Dostlar,Cumhuriyet Bayramımızı, bu yıl, Devlet Sanatçımız piyanist İDİL BİRET'in sözleri ile kutluyoruz...
CUMHURİYET BAYRAMI
MESAJI
Değerli
Üyelerimiz ve Dostlarımız,
Laik
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun 91. yılı, hepimize kutlu olsun.
91.
yılı kutlarken, Ebedi şefimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN ve onun
yönlendirmesi ve ileri görüşü ile hareket eden silah arkadaşlarının ve Birinci
Meclis üyelerinin başardıklarının yüceliğini ve öngörülerini, içinde
bulunduğumuz şu günlerde çok daha iyi anlamaktayız.
Türkiye
Cumhuriyetini ve vatandaşlarını çağdaş bir Devlet ve yurttaşları haline
getirmek için yaptırdığı devrimler, aldığı kararlar ve ortaya koyduğu, “ Yurtta
Sulh Cihanda Sulh ” gibi düsturlar sayesinde bugüne kadar barış içinde
yaşayabildik. Bundan sonra da yaşayacağımız inancı içindeyiz.
Derneğimizin
Cumhuriyet Bayramı mesajı olarak, ONUN yaptığı reformlardan, müzik reformunun,
çok iyi bir örneği olan, Devlet
Sanatçısı piyanist Sayın İdil BİRET’in, Prof. Dr. Arkeolog Halet ÇAMBEL anısına
3 gün önce Muğla’da verdiği resitali de göz önüne alarak, Cumhuriyetimizi
kuruluşunun 91. yılı için hazırladığı bir yazıyı, kendilerinin izni ile yayınlıyoruz
Saygılarımız
ve teşekkürlerimizle..
AKSD
“ Atatürk'ün
reformlarının sonucunda Türkiye sathına yayılmış nice konservatuarı, buralardan
yetişip yurtiçi ve yurtdışı sahnelerde yer alan sayısız müzisyenimizi, parlak
kariyer yapan pek çok solistimizi ve en önemlisi Ankara, İstanbul, İzmir,
Bursa, Adana ve Antalya'daki Devlet Senfoni Orkestraları;
Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Mersin
ve Samsun'daki Devlet Opera ve Baleleri'ni gösterebilirim. Bu bakımdan ülkemiz
İslam aleminde çölde bir vaha gibidir.
Ancak ne yazık ki
giderek bu idealist dönemin sona erdiğine şahit oluyoruz. Türkiye Sanat Kurumu
(TÜSAK) kanun tasarısına göz atınca da, çok kritik bir devreye girdiğimizi de
anlıyoruz.
Değerli bestecimiz
Muammer Sun “bu kanun tasarısı meclisten geçtiğinde Türkiye'deki müzik ve sahne
sanatları alanındaki devlet sanat kurumları kapatılacak, sanatçılar
dağıtılacak, Türkiye'nin müzik ve sahne sanatları birikimi bu
kanunla yok edilmiş olacaktır. Ülkemizdeki bu kurumların her biri çağdaş,
ulusal, evrensel birikimi simgeler. Bu
birikimin yok edilmesi, Türk toplumunun ulaştığı uygarlık düzeyinin yok
edilmesi demektir” diyor. Muammer Sun'a katılıyorum. Bu söyledikleri
gerçekleşirse Türkiye 90 yıl süren olağanüstü çaba ile geldiği bu
ileri noktadan Tanzimat devri, hatta
III. Selim dönemi öncesine dönebilecek,
ülkemiz müzik festivallerimize davet edilen yabancı orkestra, şef ve
solistlerle yetinmek zorunda kalacak, giderek, müzisyen ithal eden körfez şeyhliklerine
benzeyecektir.
Devlet
Orkestra, Opera, Bale mensuplarına ve solist sanatçılarımıza düşen görev
ise sanatlarını icra edebilmelerinin
Türkiye'de Cumhuriyet devrimlerinin köşe taşlarından olan
müzik reformları sayesinde mümkün olduğunu bilmeleri ve bu reformların
muhafaza edilmesi ve ileri götürülmesi gerektiğinin bilincinde olmalarıdır.
Bu arada, uzun yıllardır büyük şehirlerimizdeki festivallere ve
özel konser serilerine yurt dışından meşhur orkestralar ve solist sanatçıların
getirilmesi için sponsor olarak yüz milyonlar sarfeden ticari kuruluşlarımızın
Cumhuriyetimizin müzik devriminin eserleri olan devlet orkestra, opera, bale
kuruluşlarını ve genç sanatçılarımızı da desteklemelerinin, böylece 90 yıldır
devletin taşıdığı maddi yükün önemli bir kısmını üstlenmelerinin artık
zamanının geldiğine inandığımı belirtmek isterim.
2015 yılının Cumhuriyetimizin müzik reformlarının ülkemize
kazandırdıklarının kaybedildiği yıl olmaması dileğiyle. ”
Idil Biret
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder