AB-D EMPERYALİZMİ ve IŞİD PROJESİ ???
Bir ulusun ruhu esir alınmadıkça, bir ulusun azim ve iradesi kırılmadıkça o ulusa hâkim olmanın olanağı yoktur. Asırların yarattığı ulusal bir ruha, kuvvetli ve daimî bir ulusal iradeye hiçbir kuvvet karşı koyamaz(01.09.1924).
Mustafa Kemal ATATÜRK
IŞİD kurulumu için dünyanın
değişik ülkelerinden yapılan katılımlar (14.10.2014-Milliyet)
Değerli arkadaşlar,
Anımsarsanız, 1996 de yazmış olduğu Medeniyetler Çatışması kitabıyla tanınan Amerikalı Prof. Samuel HUNTINGTON, 2005 de ülkemize gelmişti. Neden geldiğini içeren 07.06.2005 tarih ve ÜLKEMİZE YENİ ROLLER VERİLMEK İSTENİYOR!!! başlıklı yazımda, sizlere aşağıdaki yorumu yapmıştım:
“Huntington güzel ülkemizin geleceği hakkında yorum yaptı ve,
- Türkiyeyi modern laik bir ülke olarak tanımlayan Atatürk ilkeleri 70 yıl geride kaldı, değiştirilmesi gerek,
- İslamın liderliği rolü herkesten çok Türkiye’ye yakışmaktadır” dedi.
Süper varlığını sürdürebilmesi için ABD’nin karşısında bir düşmanın olması gerekir. Eskiden düşman olarak Varşova paktı ve SSCB vardı. Ancak 1989 da bu düşman çökertildi. Şimdi yeni bir düşman yaratılmalıdır. Çünkü savaş sanayi bir düşman olursa ancak silah üretecek ve dünyaya satacaktır.
Önce medeniyetler çatışması öne sürüldü ve dini rakip olarak müslümanlar seçildi. İkiz kuleler olayı ile bu düşman sözüm ona belgelendi. Şimdi bu düşmanın yaşatılması ve bir karşı cephe kurdurulması ve de birçok provokasyonlarla bu cephenin kışkırtılması gerek. Bu aşamada BOP projesi adı altında ülkemize yeni roller verilmek isteniyor. Önce ılımlı islam ülkesi olarak dünyaya sunulduk. Hatta bu sırada ABD bakanları ülkemiz için açıkça İSLAM ÜLKESİ diye açıklamalar da yaptılar. Şimdi ise ülkemizi Huntingtonun açıkladığı gibi İslamın Liderliğine soyundurmak istiyorlar”.
Değerli arkadaşlar,
BOP projesi AB-D emperyalizmi tarafından halen devam ettiriliyor. Son gelen haberlere göre ABD savunma bakanlığı açıklamasında, IŞİD ile mücadelenin yaklaşık 20 yıl süreceği şeklindeymiş. Yani bu süreçte silah şirketleri silah üretecek ve ABD’ye ve de diğer ülkelere satacaktır. Nitekim Pentagon açıklamasında IŞİD’i vurmak için bugüne kadar 1,2 milyar dolar harcanmış (8.10.2014-Milliyet).Ayrıca Müslümanlar bu örgütle birbirini yiyecek, camilerini bombalayacak ve AB-D emperyalizmi de bu arada orta doğudaki petrol yataklarına el koyup, milyarlarca dolar kazanacaktır.
Sonuçta AB-D istediği gibi ve amacına uygun bir düşman yarattı. IŞİD denilen bu örgütün; ABD istihbarat teşkilatı CIA ve Economist-Soufan Grup’un rakamlarına göre, Suriye’ye Beşar Esad rejimine karşı savaşmaya giden 80 ülkeden 15 bin militan bulunuyor. Bu kişilerin büyük kısmı ise IŞİD saflarında savaşıyormuş (5.10.2014-Milliyet). Ülkemizde IŞİD’e olan katılımlar sıralamasında 11. sıradaymış. Burada düşünmemiz ve sormamız gereken en büyük soru: IŞİD neden, niçin ve kimler tarafından kuruldu, esas amaç nedir?
Değerli arkadaşlar,
Hemen güney sınırımızda Suriye’de ve Irakta devam eden bu eylemler için çok önceden önlemleri almamız ve değişik durumlar için çeşitli projeler üretmemiz gerekiyordu. Hatırlarsınız; 1960’larda Kıbrıs çıkarmamız üzerine bize ambargo koyan ABD “Buna izin vermeyiz”dedi. Bir de Başbakanımız İnönü’ye o ünlü “Johnson Mektubu”nu gönderdi. Tehditler savurdu. Türkiye’ye“bir takım yaptırımlar” uygulayacağını, bir Sovyet müdahalesi karşısında ABD’nin ve NATO’nun yardımcı olmayacağını belirtti.
Bu mektup karşısında Başbakan İnönü, o zamanlar“Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye bu dünyada yerini alır” diyerek öfkesini dile getirmişti. Saygıdeğer İsmet İnönü, ABD ile aramız açılınca “Büyük devletlerle ilişki kurmak, ayı ile yatağa girmeye benzer” demişti. Elbette dün olduğu gibi bugün de ayı ile aynı yatağa girenler sonucuna da katlanmak zorunda kalacaklardır. Yani geçmişten ders almamız gerekiyor!!!
Hele hele ünlü ABD’li darbe finansörü spekülatör George Sorosu ve onun meşhur yorumunu anımsayacak olursak, olaylara bakış açımızı daha da doğru bir eksene kaydırabiliriz. Soros, “Türkiye’nin en iyi ihraç ürünün ordusu” olduğunu söyleyerek, emperyalist ülkelerin ülkemizden beklentisinin ne olduğunu ortaya koymuştur.
Nitekim Soros, 2003’te kendisinden Türkiye ile Arjantin’i karşılaştırmasını isteyenlere şu yanıtı vermişti: “Türkiye’nin Arjantin’den tek farkı stratejik pozisyonudur. Bu stratejik pozisyonuna bağlı olarak, Türkiye’nin en iyi ihracat ürünü de ordudur.” Kore’ye Türk askeri gönderildiği dönemde, zamanın ABD Dışişleri Bakanı Dulles, Türk askerinin kendilerine maliyetinin “23 sent” olduğunu söylemişti.
Mart-2003 de ret edilen ama bu ay yeniden çıkarılan tezkere ile ülkemize yabancı askerlerin gelmesine ve başka ülkelere asker göndermemiz de izin verildi. Umarım hem güzel ülkemiz hem de saygıdeğer askerlerimiz, AB-D emperyalizminin kirli amaçları doğrultusunda kullanılmasına izin verilemez.
Sevgi ve saygılarımla (22.10.2014).
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
NOT:
İyi ki Suriye sınırımızdaki mayınlı bölgeyi temizleyemedik. Aksi halde Suriye sınırımız, herkese gel-geç trafiğinde olacaktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder