"Kendine güvenen, özgüveni olan, dünyayı kucaklayan, en az 100 bin genç yetiştirdim.
Bu benim ordum değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusu, Atatürk’ün ordusu.
Hiçbir şekilde kendi okullarıma kendi resimlerimi astırmadım.
Yokluğumda asmışlar.
Teşekkür ederim.
Ancak bugünden itibaren toplayın.
Sadece Atatürk’ün resimleri olur bu üniversitede.”
Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan
İtalya’da Fiat’tan sonra en büyük kurum?!
Cosa Nostra!
Sözcük anlamı “Bizim Mesele” ya da “Bizim İş”!?
Cosa Nostra’nın varoluş hikayesi:
29 Mart 1282 Pazar günü Fransız askerleri Santo Spiro (Kutsal Ruh)kilisesini basmış ve vergi borcu olan bazı kaçakları yakalamıştı.
Bu, açıkça ötekilere karşı gözdağı vermek için yapılmış bir ibret gösterisiydi.
Kilisede otururken kelepçelenip götürülen bu adamların oluşturduğu manzara sadece mırıldanmalara yol açtı ama, kimse direnmedi.
30 Mart 1282 Pazartesi günü, akşam duası başlamadan önce şehrin yerlileri Katolikler kilisenin önünde toplandı.
Yetkililer böyle büyük bir kalabalıktan rahatsız olmuştu.
Bunun sadece dinsel bir kutlama olduğundan ve Sicilyalıların silahlı olmadığından emin olmak için iki yüz Fransız askeri gönderildi.
Sicilyalılar, üzerlerinin aranmalarına ses çıkarmadı.
Silahsızdılar.
Ama, Fransızların tacizci yaklaşımı Sicilyalıların gururuna dokunmuştu.
Fransız askerlerden biri “silah aramak için” elini yeni evli genç bir kadının bluzunun altına sokunca, kocası öfkelendi.
“Fransızlara ölüm” diye bağırıp, askerin kılıcını alarak üzerine yürüdü.
Bu hareket kalabalığı ayaklandırdı.
Hepsi silahsız olmalarına rağmen, tüm Fransız askerlerini öldürmeyi başardılar.
Kayıtlara göre Sicilyalılar da iki yüz kayıp verdiler.
Sonraki günlerde tüm ada halkı ayaklandı.
Binlerce Fransız ve onlarla işbirliği yapan, ya da Fransızlarla evlenenler öldürüldü.
Bu olayların üzerine Fransa, Sicilya’ya iki birlik daha gönderdi.
Yeni birlikler ayaklanmayı kanlı bir şekilde bastırıp Sicilya’yı geri aldılar.
Bundan sonra, isyan ve direniş adada bir yaşam tarzı oldu.
Halk adadaki yönetime alternatif olarak “Cosa Nostra” olarak bilinen bir yapı oluşturdu.
Fransızların bu tutumu sadece isyana neden olmadı ve yıllar sonra bu yapı örnek alınarak Amerika’nın ilk organize suç mekanizmasının temelleri atıldı.
Bagajlarda bulunan cesetlerin, ayağından betona gömülmüş, dizlerinden vurulmuş insanlar, kumar, ticaret, uyuşturucu, finans, inşaat, kadın ticareti ve fuhuş, kaçakçılık, gasp ve adam öldürme, fidyecilik gibi suçlar hep dinsel bir kutlamada sorun çıkmasını engelleme işgüzarlığında bulunan Fransız yöneticileri yüzünden ortaya çıktı ve bu illegal suç örgütlerinin adı “Cosa Nostra” oldu.
“COSA NOSTRA” aynı zamanda bir hukuk adamının mafia’yla mücadelesi başlığıyla cep belgesel yayınlarından çıkan bir kitabın adıdır.
Kitap, gazeteci Padovani’nin efsanevi savcı Giovanni Falcone ile yaptığı röportajlardan oluşuyor.
İtalyan Cosa Nostra’sı hakkında bulunabilecek en kapsamlı bilgileri içeriyor.
Altı bölümden oluşan kitabın başlıkları:
1. Bölüm: şiddet eylemleri.
2. Bölüm: mesajlar ve onları iletenler
3. Bölüm: benzerlikler
4. Bölüm: cosa nostra
5. Bölüm: kayıplar ve kazançlar
6. Bölüm: iktidarlar
4. Bölüm Cosa Nostra’dan bir alıntı;
... İlk adımı atma zamanı geldiğinde, aday ya da adaylar, gizli adresteki bir odaya götürülürler.
Burada ailenin temsilcisi, görevli kişiler ve onur adamları bulunur.
Çoğunlukla bir tarafta onur adamları öteki tarafta da daha üst düzeydekiler dizilir.
Kimi kez adaylar saatlerce kapalı odada bekletilir ve sonra birbiri ardında dışarı çıkartılır.
İşte o zaman ailenin temsilcisi geleceğin onur adamlarına başlangıç olarak kuruluşun adının Cosa Nostra olduğunu söyler ve örgüt’ün hangi kurallara göre çalıştığını anlatır.
Örgüt yapısı:
Kendilerini ‘Onurlu Topluluk’ olarak adlandıran Cosa Nostra’nın örgütlenmesi, modern bir şirket örgütlenmesi gibidir.
Capofamiglia (Don/Baba-Patron)
Consigliere (Danışman/Babanın sağ kolu)
Sotto Capo (İkinci Başkan)
Capodecina (Kaptan/Capo)
Uomini D’onore (Onur Adamı)
Cosa Nostra’nın on emrinden en önemlisi; “Cosa Nostra’nın vereceği görevler için her zaman hazır olun. Eşiniz doğum yapıyor olsa bile!”
Kişilere bakışları;
“Bakireliğinden bıkmamış fahişe yoktur.”
(İnsanların namuslu göründüklerine bakmayın, rededemeyecekleri tekliflerle karşılarına çıkarsanız, mutlaka namuslarını satacaklardır...)
Giovanni Falcone (d. 18 Mayıs 1933, Palermo-ö. 23 Mayıs 1992, Palermo), İtalyan savcı ve sorgu hakimi(Magistrato).
Kariyerinin büyük kısmını Sicilya’da Mafya’nın gücünü ortadan kaldırmak için harcamıştır.
Giovanni Falcone gibi namusunu satmayanlar nasıl cezalandırılıyor?!
La strage di Capaci-23 maggio 1992
Bir ülke düşünün!..
Ülkeyi yönetenler sıfırdan gelip milyonlarca dolar sahibi oluyorlarsa,
Gözlerini hırs bürüyüp hep daha fazlasını istiyorlarsa,
Korku imparatorluğu yaratıyorlarsa,
Anayasayı bile tanımıyorlarsa,
Ülkeyi felakete sürüklüyorlarsa,
Seçim hileleri ile her seçimi kazanıyorlarsa,
İktidarda kalmak için her yolu deniyorlarsa...
O ülke ”Cosa Nostra” yöntemleri ile işgal edilmiş, ele geçirilmiş bir ülkedir.
Soru şu:
Böyle bir ülke var mıdır, varsa bu hangi ülkedir?!
Eski bir Sicilya atasözü şöyle der; “En iyi söz hiç söylenmeyendir...”
“To be or not to be, that is the guestion”
But; I can answer this question?!
Of course “TO BE”!
So what?!
İstiklal Marşı “Korkma” diye başlıyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder