D.Ali Ercan
![]() | |||
DİNSEL-BİLİMSEL FARKLILIK ÜZERİNE... |
Din eğitimi ile dindar-kindar kuşaklar yetiştirilir, ama bu "ahlaklı insan" yetiştirmek anlamına gelmez...

Değerli arkadaşlar TUIK verilerine göre Türkiye'deki Dernek ve Vakıfların sayısı 100 bin civarındadır ve bunların 7,5 milyon kadar üyesi bulunuyor; yani Dernek/Vakıf başına Ortalama 75 üye var... Yine TUIK verilerine göre, bu Vakıf/Derneklerde her yıl ~ 6 bin eğitim(?) kursları açılıyor ve bu kurslarda da 800 - 900 bin kişi eğitiliyormuş. TUIK bu eğitim(!) kurslarının ne menem bir şey olduğunu açıklamıyor. Benim tahminim bunların çoğunluğunun Din/Kuran eğitimi olduğudur..
Tabii bu işin bilinen, su üzerinde görünen kısmıdır...Kayıtlara geçmeyenlerle birlikte yılda en az 1 milyon genç insanın (çoğunlukla 6-14 yaş arası) Dinsel eğitimden geçirildiği bir Ülkede, gerici siyasal yapılanmaların varlığına ve bu Partilerin iktidarı, Devlet yönetimini ele geçirmelerine şaşırmamak gerekir.
Üstüne Üstlük, Milli (!) eğitimin Din referanslı kadrolar tarafından yönetildiği, imam-hatip şablonlu laik (?) Devlet okullarındaki ezberci eğitimle genç beyinlerin formatlandığı bir sistemde, Diyanet denen bir ucube Kurum da (Ucube, çünkü Laik bir Devlette böyle bir Kurum olamaz) 120 bin kişilik Dev kadrosu ve 86 bin camisi ile bu kitlesel tütsüleme sürecini pekiştiriyor...
Din eğitimi ile dindar-kindar kuşaklar yetiştirilir, ama bu kesinlikle "iyi ahlaklı insan" yetiştirmek anlamına gelmez... İyi-Güzel-Doğru kavramları (ve tabii bunların karşıtı (kötü-çirkin-yanlış kavramları da) göreceli kavramlardır, Yere ve zamana göre değişen kavramlardır. Bu nedenle cümlemin başına "bence"diyeyim. Evet, bence iyi ahlaklı insan her şeyden önce yaratıcı, üretici yaşamıyla İnsanlığa, yararlı olan insandır; Gezegeni koruyan, gelecek nesilleri düşünen,sorumluluk sahibi, özverili insandır; Toplumda problem yaratmayan, problemlerin çözümüne katkı veren, başkasına maddi, manevi zarar vermeyen, çalmayan, yalan söylemeyen, öldürmeyen insandır...
Bu niteliklerle donanmış bir insan yetiştirmek için Din eğitimine hiç gerek yoktur; çünkü Din eğitimi almış olan katillerin ve hırsızların varlığı ve hatta yalan dolanla yönetimlerin başına gelmeleri iyi ahlaklı insan yetiştirmek için Din eğitiminin gerekli olmadığına açık kanıttır.
***
Değerli arkadaşlar, 2 tür akıl vardır; Gelişkin bir insan ya bilimsel aklı kullanır ya da dinsel aklı.. Dinselderken, ibadet edip etmemesi önemli değil, bilimsellik dışı her türlü irrasyonel davranışı kastediyorum. Bilimsel akıl, korkmayan ama merak eden, kuşku duyan; körü körüne inanmayan ama araştıran, eleştiren, sorgulayan; ezberlemeyen ama evrensel bilgiyi gözlemleyerek, deneyerek, kanıtlayarak öğrenen akıldır. Açıkçası kategorik olarak, bir insan ya inançlıdır, ya da bilinçlidir. İnanç düzeyinden bilinçdüzeyine geçiş birey, toplum ve tür olarak bir evrimsel süreçtir.
"Bilinçli" insan Biliyorum/bilmiyorum derken "inançlı"insan inanıyorum/inanmıyorum söylemini kullanandır. Dolayısıyla "Aydın Dindar" veya "Dindar Aydın" ifadesi bir oksimoron ifade oluyor. Elbette herkes her şeyi bilemez; ama aydın insan bilmediğinin de farkında olan insandır. Bilmediğinin farkında olmayan (ya da bilmemekten rahatsızlık duymayan, merak etmeyen) insan "cahil" insandır. Yani Aydın-Cahil arasındaki temel farkı yaratan şey "farkındalık" tır.
Bilimsel aklı kullan(a)mayanlar ne kadar çok okusalar, ne kadar çok şey bilseler de "aydın" kategorisinde olamazlar. Bireysel, Toplumsal, Türsel... her boyutta bilimsel akıl düzeyine erişmek bir evrimsel süreci gerekli kılar. Dolayısıyla İnsani Gelişmişlik ölçütleri arasına "Evrim" sorgusunu da alabiliriz... Çünkü Evrimi anlayıp kabul edebilmek için de ancak yeterince evrimleşmiş ve eğitilmiş bir beyin (sahibi) olmak gerekiyor.
Harita, Dünya ortalaması 100 olarak tanımlanmış Zeka indeksinin (IQ) Ülkelere göre dağılımını gösteriyor. IQ Türkiye ortalaması 90. IQ Kuzeye ve Doğuya doğru gittikçe yükseliyor. Çin, Kore, Japonya ortalaması Dünya ortalamasının ~10 puvan üzerinde. Orta Afrika Ülkelerinde IQ ortalaması 60-70 arasında.
"Bir Ülkenin insani gelişmişlik düzeyi Evrimi anlayıp kabul edenlerin oranı kadardır" diyebiliriz. Bu açıdan bakıldığında Türkiye'de bu oran %20 civarındadır.
Evrimi bir "gerçek" olarak kabul edenlerin oranı Çin'de, Kore'de ve Japonya'da %90 larda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Almanya ve Fransa'da %80 .... Diğer AB Ülkelerinde, Kanada ve Avustralya'da %75, Rusya'da %60, ABD'de % 40, Güney Amerika Ülkelerinde %30, Afrika ve Orta Doğu Ülkelerinde ise %10...%5 arasındadır.
Sevgilerimle. æ
_______________
not. Hacettepe Üniversitesinden Prof. Ali Demirsoy dostum, Türkiye Üniversitelerindeki Biyoloji Profesörlerinin bile yarısından çoğunun Evrimi kabul etmediklerini söylüyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder