Bundan sonraki günler, büyük oranda geçmiş olsun telgraf ve ziyaretlerine cevap, halka beyanatlar ile geçmiştir.59
Atatürk 30 Haziran 1926 günü başvekil İsmet İnönü ile Çeşme’ye hareket etmiş ancak Çeşme’ye varmadan evvel Urla’da durarak şerefine verilen çaya katılmıştır.
Burada bir konuşma yapan Atatürk:
“İnkılâp içeride ve dışarıda pek çok şeyleri bastırmıştır; fakat daha vazifemiz bitmemiştir.
Gençliğin pek çok çalışması lazımdır.
Bu noktada dikkatinizi çekerim.”60
diyerek gençlere mühim vazifeler düştüğünün altını çizmiştir.
Cumhuriyet, Gazi’nin Çeşme’ye gidişini “halk yollarda sevincinden ağlıyor” başlığı ile vermiştir.
Gazetenin haberine göre Gazi’nin yanında İzmir Valisi Kazım Paşa ile Halk Fırkası Genel Kâtibi Saffet Bey de vardır.
Çeşme’de Gazi için hazırlanmış on beş tak önünde Gazi’ye tezahürat yapılmıştır.
Gazi de her tak önünde durarak elinde tüfekle ahaliyi selamlamıştır.
Çeşme Ilıca’da ise tezahürat doruk noktasına çıkmıştır.61
Çeşme’de yaklaşık bir hafta kalan Atatürk 2 Temmuz gecesi Ilıca’da bir sinemanın açılışını yaparak, yine bu sinemada halkla birlikte film izlemiştir.
Bu arada Atatürk’e moral vermek isteyen İzmir Avcılar Kulübü üyeleri Alaçatı’ya ava gidip ilk avlarını da Ata’ya götürmüşlerdir.62
Ilıca’da kaldığı süre boyunca banyolara girip dinlenen Atatürk hemen herkesi kabul ederken çocuklara ayrı bir ilgi göstermiştir.63
8 Temmuz’da Çeşme’den İzmir’e dönen Atatürk, Çeşmeden ayrılmadan önce İzmir Suikastı nedeniyle bölgede bulunan İstiklal Mahkemesi heyetiyle görüştükten sonra İsmet Paşa’yla birlikte 9 Temmuz 1926 tarihinde Ankara’ya hareket etmiştir.
Ankara’da kendisi için bir tören yapılmasını istememesine rağmen bu isteğine uyulmamış ve ufak da olsa bir karşılama töreni yapılmıştır.
İstasyonda Ankara’daki İstiklal Mahkemesi heyeti ile mebuslar, askeriye ve mülkiyeden bazı kişiler hazır bulunurken, Ata’ya gideceği yere kadar da Tayyare Filosu eşlik etmiştir.64
Hem Atatürk hem de yanındakiler için 2 ay evvel başlamış olan yurt gezisi macerası da böylelikle sona ermiştir.
Sonuç
7 Mayıs 1926 günü Ankara’dan yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk, 2 ay sonra, 10 Temmuz 1926 tarihinde Ankara’ya dönerek, 1926 yılı yurt gezilerini 2 ay 3 gün süresinde tamamlamıştır.
Bu geziler esnasında hem resmi ziyaretlerini gerçekleştiren hem de halk ile görüşme imkanı bulan Atatürk ayrıca güney bölgelerdeki hükümet yatırımlarını, yeni çiftlikleri inceleme fırsatı bulmuş, ülkeye kazandırılan yeni fabrika ve tesisleri gezmiştir.
Bu tesislerin civar köylerdeki insanlara iş olanağı sağlamasının yanı sıra, yapılacak yeni tesisler için örnek teşkil ediyor olması Ata’yı memnun etmiştir.
Ancak basının verdiği “yurt gezileri” haberleri Atatürk’ü karşılayan insan toplulukları, sevinç gösterileri, yapılan resmi ziyaret ve söylevlerden öteye geçmediği için, halkın bu gezilerdeki gerçek tutumu, ya da iki taraf arasında yaşanan diyaloglar ne yazık ki bilinememektedir.
Gazetelerin bu tutumunda Atatürk’ün devrimleri hayata geçirmek adına “yurt gezileri” ve “basını” bir araç olarak görmesi önemli bir unsurdur.
1925 Takrir-i Sükûn Kanunu ile muhalif basının susturularak, yalnızca devrimleri destekleyici nitelikte yazan basına izin verilmesi, gazete sayfalarında sürekli biçimde “sevinçten ağlayan insanların” resmedilmesine neden olurken diğer yandan da gördüğü manzara karşısında memnuniyetini ifade eden bir Atatürk resminin çizilmesine sebep olmuştur.
1926 yılında yapılmış bu gezilere dair ne yazık ki elde ne ayrıntılı anılar ne de ayrıntıya ulaşmamızı sağlayacak kaynaklar vardır.
(Devamı var)
Kaynakça
59. Hâkimiyet-i Milliye, 20 Haziran 1926-30 Haziran 1926.
60. Hâkimiyet-i Milliye, 02 Temmuz 1926–03 Temmuz 1926;
Kocatürk, age, s.277.
61. Cumhuriyet, 02 Temmuz 1926.
62. Cumhuriyet, 04 Temmuz 1926;
Hâkimiyet-i Milliye, 04 Temmuz 1926.
63. Cumhuriyet, 04 Temmuz 1926;
Hâkimiyet-i Milliye, 04 Temmuz 1926.
64. Hâkimiyet-i Milliye, 10.07.1926;
Cumhuriyet, 10 Temmuz 1926.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder