“Özel maksatla neşriyat yapan bazı gazetelerin, halkın ekseriyeti üzerinde yaptığı tesir, her memlekette olduğu gibi o gazetelerin lehinde değildir.”
Atatürk
Ertesi gün bakış'ı?!
Birinci sayfalar önemlidir.
Hangi medya grubu, hadise'ye nasıl yaklaşmış?!
Demem o ki:
Hürriyet, birinci sayfa sağ etek üzerinde 2 sütun 5 santim görmüş haberi: "Bombalı saldırı!"
Yani?!
Haberi saklamış.
Sabah, 2 sütun 10 santim "Amerikan gazeteleri"nin "sağ'dan manşet" dedikleri "logo yanı"ndan görmüş terör eylemini.
Tepeden bakmış, küçük görmüş.
Milliyet, Haber Türk manşet'ten AKP'yi ak'layarak görmüş.
"Canlı bomba şehit etti" Milliyet'in manşet'i.
"Canlı bomba tanıdık" HT'nin manşeti.
Sözcü, masa üstü gazete olduğundan, ön sayfa'da yok öyle bir şey.
Zaman, sağ manşet denilen yerden, logo yanından düz vermiş haberi:
Sultanahmet'te bombalı saldırı: 1 polis şehit
Demem şu ki:
Yaşanan terör eylemi, Tv'lerde 19 Ana Haber yayın saati öncesine ait.
Yani "prime time" kuşağı öncesinde yaşanmış, çok sıcak, gazeteler için çok erken saat.
Kaldı ki, internet siteleri, tivit alemi zaten çoktan geçmiş düz haberi.
Yani?!
So what?!
"Hepiniz oradaydınız ulan" vaziyetleri.
"Terör'e prim vermemek için haber'i küçük gördük" demek mümkün, ne var ki, gazetecinin işi bu değil!
Milli güvenlik'i ortandan kaldıran bir siyasi iktidar'ın sabah'ında olması gerene birinci sayfalar bunlar mıdır?!
Kaldı ki, bu çağ'da "sen kimsin ki, haber'i saklama hakkını kendinde görebiliyorsun!"
Haber'i yayın politikası gereği vermemek ayrı konu, saklamak laik insan zekasına hakaret!
Sedat Ergin, Sultanahmet'i tek sütun görse, ertesi günkü Paris katliamı kaç sütun?!
Büyük Resim'e bakıldığında IŞİD de bir terör örgütü.
Dünya alem o terör örgütü ile mücadele etmek için saf'laşmış.
Elde kılıç ile kesilen kelleleri de veren aynı merkez medya değil mi?!
O kanlı haber'se, peki ya saklanan bu haber?!
Türk Medyası'ndaki lüküs yaşamdan mukaddem ego'nun fesadı "kibir", girilen yol'un sonunda çok acı getirir!
Keşke, "bu haberi görmüyoruz" demekle, hikaye saklanabilse.
Her şey bir anda Alice Harikalar Diyarı'nda pembeliği'ne bürünebilse.
11 Eylül'de ikiz kuleleri vurdular, ekrandan canlı, Pantagon'a çok sert daldılar.
Neo Saddam'ın enformasyon'dan sorumlu bakanı'nın adı neydi ve/veya birinci sayfalardan sorumlu editör'ler kim'ler?!
Cevabı aranması gereken basit soru şu:
Türkiye ne zaman Irak oldu, nasıl oldu?!
Sanki medya'ya başlıkları Saddam'ın Enformasyon Bakanı El Sahaf atıyor, attırıyor.
Sözün özü:
Anlamak istemeyeni hiçbir mantık ikna edemez.
Vatan parçalanma eşiğinde.
AKP iktidarında ise bir adam ne kadar başarısız olursa, o oranda yükseltildi, netice ortada: Ayaklar baş vs.
İş yapmak sorun çözmek diye tarif edilse de, merkez medya'nın salkım saçak hali ortada.
Hala mı şarap, şampanya yazıları!
Ne var ki, küre patlamaya hazır şampanya mantarı kıvamında.
Makam'ın hakkını veremeyenler, Çankaya başta olmak üzere her yerde: (Davutoğlu, Fidan, Ergin vb.)
Kendi sorununu çözemeyen, işini vasat'a göre dahi doğru yapamayan bir merkez medya konuşlanması, AKP'yi nasıl iktidardan yollayacak, "milli güvenlik" kapsamında vatandaş'ı doğru bilgilendirecek?!
Hayat memat nüans şurada:
Satır atlarsan ölürsün.
Demem o deme değil şu deme:
Ayandon?!
Gerçek zamanlı büyük savaş’a mek parmak kaldı.
AKP & Gülen’in mecburiyetlerinden kaynaklanan sebeplerden dolayı adım adım büyük bir savaşın, bataklığın içine doğru sürükleniyoruz.
Destabilizasyon!?
“1 Numara sorunsalı” aynen devam ediyor.
Bu noktada cevabı aranması gerekli soru şu olmalı:
“Türkiye’yi kim karıştırıyor?!”
İsrail/İran makas'ı çok sert.
Şakası yok!
Suikast?!
Neo 1993.
Neo 11 Eylül.
Nüans şurada:
Sultanahmet'teki "canlı bombalı" terör saldırısının nedenlerini vatandaş'a doğru aktarmayan medya, derinleşerek devam eden kaotik süreç'te yaşanacak kanlı olayların da baş'sorumlusu olmaz mı?!
Kaos derin'leşerek ilerliyor.
Dün Sultanahmet'te canlı bomba patladı, ertesi günki merkez medya haberi sakladı, eşzamanlı Paris'te mizah dergisinde katliam yaptılar.
Neo Roma'da kanlı noel.
Laik yaşam tehdit altında!
Nüans?!
BOP'un ılımlı islam'ı kontrol'den çıkıp, hızla radikal İslam'a dönüşüyor.
Paris'teki terör saldırısı, "hangi güvenlik açığı"nın eseri olabilir?!
a. AkTürkiye
b. IŞİD
c. RTE
d. Davutoğlu
e. Hepsi
Dolmabahçe ve Sultanahmet'teki "canlı bombalı" mesaj'lara, Paris üzerinden "iade-i mesaj" sözkonusu olabilir mi?!
Bağdadi'nin "Her şeyden önce sağlık!" şifreli mesaj'ı, kurtarılan (!) astsubay'ın mek parmak sonrasına denk geldi.
Eğer öyle ise astsubay'ı kurtaran MİT, kutlayan Davutoğlu, sırt sıvazlayan Erdoğan, küresel aks'ta yapılan terörle mücadele'nin odak'ındaki isimler ve/veya iskambil destesindeki yeni yüzler demektir.
Neo Saddam'ın adamları "Sinek Papaz"ı buldu!?
İskambil destesindeki neo Saddam'ın adamları kim'ler?!
Laik Türkiye düşerse, Paris, Londra, Berlin de düşer, İsrail haritadan silinir ve/veya "ABD bayrağında görünmeyen yıldız"dan 2015 Kış "güvenlik" operasyon'u?!
Neo II. Dünya HAARP'i.
Küresel aksta "radikal laik" kalkışma!?
Avrupa, İsrail/İran makas'ında.
BOP'un 'ılımlı İslam'cıları 'radikal İslam'a yardım ve yataklık'tan gözetim altında.
Bumerang zamanlar.
Nüans şurada:
IŞİD'le mücadelede ayak sürüyen AKP, iki eksen arası beynamaz.
Yani?!
Avrupa, özel'de İsrail, Türkiye'deki AKP iktidarı üzerinden güven'de değil.
Suriye'de oluşan bataklık, başta Paris, Londra, İstanbul olmak üzere Avrupa'yı tehdit ediyor.
Yani?!
Çanlar, ak saray'ın sakini için çalıyor.
Hasılı:
Yeni Mahalle'nin The İmam'sever sakinleri, "Türkiye bölünmedi, Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa ne olur?" diye sormuşlardı, cevap ortada: Devlet ve/veya devletler katı paramparça.
AKP, Ak Parti'ye karşı.
Kanlı Noel takvimi.
"Çoklu terör" ortamına girdik.
Suikast.
Destabilizasyon.
PKK baş kaldırıyor.
IŞİD?!
DHKP-C?!
Yani?!
Neo 222'lik süreç?!
Soru şu:
Ortadoğu'yu karıştırmanın bedel'i, eksen kaydıran AKP üzerinden "bumerang etkisi" yapıp Paris'i vurdu ise "Atatürk Türkiyesi'ni karıştırmanın, kumpas kurup tasfiye etmeye kalkışmanın bedeli nedir?!"
Öte yandan, gül'dürmeyen şaka şu:
Terör örgütlerinden sorumlu siyasi iktidar olan AKP, PKK, El Kaide, IŞİD'den sonra DHKP-C'nin de içişlerine karışıyor.
"Canlı bomba" malum isim değil ise kız'ın annesini neden ağlıyor?!
Sevinç gözyaşları olmasa gerek!
Sözün özü:
AKP, "AIDS".
Ya da beylik deyiş ile "Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim!"
Devlet'in çivisi çıkmış ise nüans şurada:
Devlet'in çivi'sini çıkartıp 'milli güvenlik'in ve/veya laik dünya'nın güvenlik'ini ortadan kaldıranların tabut'una çivi'yi çakmanın zaman'ı gelmiş demektir.
3, 2, 1...
Çankaya seçimlerinin II. tur'u devam ediyor.
Netice:
Çanlar, Neo Saddam RTE için çalıyor.
Nüans şurada:
Karşı darbe'ciler, Laik Türkiye'nin dam'ına nasıl iliştirildiyseler, aynen postalanıyor'lar.
Geldikleri gibi giderler.
Nüans.
Küresel aksta binecekleri İngiliz gemisi kalmadı.
TSK baş'ta olmak üzere Atatürk Türkiyesi'nin baş'ına çok da gül'ünç olmayan şeyler gelmiş.
Şimdi hiç de gülünç olmayan aynı şaka Paris'in, Londra'nın baş'ında!
Şu an vatan parçalanma nokta'sına gelmiş ise sebep; kötü şaka'cılar.
Yani?!
Part-time namuslu, iffetli olmayacağı gibi gibi part-time mertlik, vatan savunması da olmaz.
BOP'un göbeğinde "şaka" yapmaya kalkarsan, adamı kötü şaka'larlar.
Stratejik akıl'dan noksan zamanlar'ın sonu!
Büyükanıt'ın 27 Nisan şakası üzerinden Bavyera, Rusya, İran, Çin ayağa kalktı.
NATO'nun içi kevgire döndü.
Londra'da güvenlik "S.O.S."u.
Neo 11 Eylül kapsamında, İsrail, ABD, Fransa, Londra üzerinden Türkiye'de yeni bir "f'darbe" için şartlar hazırlandı.
Nüans şurada: Mek parmak ötesi "İhtilal".
AB, özel'de Almanya nakit zengini oldu, AB süreç'i patladı, radikal sağ akımlar ayağa kalktı, Uk'rayna paramparça, Mısır'da yeni demokrasi rüzgarı, Suriye üzerinden Türkiye bataklık'a dönüşmekte.
(Laik Üniter) Türkiye Cumhuriyeti Devleti, (NATO) Barzani ile (AB) Öcalan arasında oyuncak olmuş, AKP'nin mecburiyetleri üzerinden çekiştirilmekte.
Balyoz'un sap'ı ise Anayasa Mahkemesi üzerinden Gül'ün, Gülen'in, haliyle ABD, İsrail, NATO'nun elinde!
Yani?!
Sebep/sonuç ilişkisine bakmadan yapılan her gül'me erken gül'me, adam'ın baş'ına felaketler getirecek ölümcül gülme.
Örnek, "Silivri kumpası" AKP ya da Gülen'in zekasının eseri değil, TSK'nın baş'ına çorap örmek isteseler de çap'ları yetmez!
"Parmak izi" Gülen, AKP vb adreslere ait olsa da, "operasyonel akıl" derin Avrupa'dan çıkma.
Sadece, süreç'te kullanılan el'ler gülen barzan akp'nin el'leri, parmakları.
MHP, CHP, BBP vs.
Akılsız kasap'ın her daim gerisine kaçarmış masat'ı.
Yani?!
Türkiye tarihinde bu kadar kolpa'cıyı bir arada görmedi.
Önce gülüp sonra ağlayan VIP faniler resmi geçidi.
Basınç altında sakin kalmanın neticesi ortada:
Anadolu bataklık olmakta, Avrupa'da ise neo II. Dünya Savaşı kapsamında "cephe", enerji boru hatları malumunuz tık tık.
"Türkiye Cumhuriyeti'nin bekaası" TBMM üzerinden ortadan kaldırılmak isteniyorsa, yani amaç'a giden yol'da demokrasi bir "araç" ise Neo 11 Eylül kapsamında Avrupa'nın, İsrail'in "kayan eksen" üzerinden AB, ABD'nin odak'ındaki 1 numaralı adres, BOP'un "kurşun asker"leri ile dolu TBMM olacaktır.
Yani?!
Daha açık seçik yazalım:
ABD, AB'nin vuracağı ilk adres TBMM olacaktır.
İstanbul'da lüküs yaşam'ın mabet'leri.
Yani?!
MI9'dan final şakası.
Hayat bir şaka değil!
Kaldı ki, ihanete imece'nin şakası olmaz.
Yani?!
Tehirli 2012 Kıyamet zaman'lar.
Hayatı bir illüzyon, kötü şaka'dan ibaret zannedenler, gül'dürmeyen son şaka'yı hatırlasın.
Süreç çok sert ve şaka'sı yok.
Paris'in 11 Eylül'ü, Türkiye'nin neo 1993 başlangıç'ına tekabül eder, ne mana!?
28 Şubat kötü şaka idi, Erkaya zamansız öldü, kanserden gitti, Çevik Bir BOP'ta ihanet'e danışman oldu, Çetin Doğan "Balyoz" vb.
Şener Eruygur, AKP'nin ilk döneminde "kötü şaka" yapmaya kalkıştı, öldü, dublörünün elini eşinin eline tutturup mahkeme salonunda dolaştırdılar.
Boynu kırılan adam'ın hafıza kartını silmişler.
Ya da boynu kırılınca fani paşa da olsa maşa da ölür, hafızasını kaybetti iddiası sabit ise süreç her türlü test şık'kına açık.
Yani?!
28 Şubat ve/veya 27 Nisan şaka ise sadece komutanların gül'düğü kötü şaka nedir ne değildir?!
İçinden geçiyoruz Neo II. Dünya HAARP'i kapsamında Atatürk Türkiyesi'ne şehla bakılan zaman'ların.
Güneri Cıvaoğlu, Paris katlimanı kınamış!
Nüans şurada:
Bir şeyi kınadığında sırtını yasladığın bir "güvenlik koordinatı" var demektir.
Yani normal zeka şunu emreder:
Ortaya bir şey koyduğun zaman aynı amaç uğruna taşıman ya da seninle birlikte "ortak taşıyıcılar"ın olması gerekir.
Yani?!
Yazı, çizi, söylem özgürlüğünü koruyan, saygı duyan bir güvenlik matematiğinin olması gerekir.
Paris'te görüldü ki, böyle bir şey yok!
2007 sonrası taze bitti, haz'za imece yapan sözde Atatürkçü'ler yüzünden.
Birileri şampanya yazıları örerken, şarap tadarken demokrasi güvenlik'i kalmadı.
Yani?!
İngiliz & Fransa arka fon'lu ve/veya MİT'in Frankofon kanadından Cıvaoğlu'nun anlaması gereken husus şu:
Londra'da, Paris'te güvenlik yok ise İstanbul terör alarmı veriyor ise İngiltere ve Fransa kendini korumaktan aciz ise Türkiye'deki Frankofonlar AKP iktidarında güven'de midir?!
Tadı sirke kıvamına dönüşmüş bir şaka mısınız siz!?
Kolpa'da, adet yerini bulsun diye Paris saldırılarını kınayanlara sormak elzem oldu; El Kaide'nin, IŞİD'in yüzüne karşı da aynı sözleri söyleyebilir misiniz?!
Yol'lar bomboş, terör örgütleri büyük şehirlerde cirit atıyor.
PKK, TBMM'de, MİT'in içinde, devlet'leşmekte Gülen'le birlikte.
Yeni Mahalle deseniz Neo Bekaa Vadisi olmuş, terörist tarlası.
Hasılı; AKP üzerinden; PKK, El Kaide, IŞİD vb her yerde!
Kanlı Noel kapsamında Paris üzerinden Avrupa'da.
2007'de "özde laik güvenlik bazlı" satır atlandı, tehirli 2012 Kıyamet güncesi'nde birçok satır'ın altı çizili.
Hayat memat nüans burada.
BOP'un final süreç'i Türkçe.
Hayatı bir şaka zannedenler İsrail/İran makas'ında.
Mevcut şartlar altında; CHP'den de MHP'den de BBP'den bir şey çıkmaz, AKP'ye alternatif değiller.
28 Şubat, 27 Nisan'dan sonra şimdi sıra geldi, gül'dürmeye son şaka'ya geldi.
Arif olan anlar.
Anlamayanlar için "uygulamalı eğitim" süreç'i başladı.
Saygı'sızlıktan hoşlanmam, yapmam da inandığım değerlere yaptırmam da!
"Nezaket" de bir yere kadar.
Nezaketi yanlış anlayan, ar'sızlık yapan çok.
Kadın satana pezevenk, karısını satana godoş, vatan'ını satana hain derler.
(Devamı var)
--
"Büyüklük odur ki, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç
kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse
onu görecek, o hedefe yürüyeceksin.
Herkes senin aleyhinde bulunacaktır.
Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır.
İşte sen bunda karşı koyuşları yok eden olacaksın.
Önüne sayılamayacak güçlükler yığacaklardır.
Kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak,
kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri
aşacaksın.
Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de
güleceksin.”
Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk
1908 (Atatürk'ün S.D.V, s. 112)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder