Değerli arkadaşlar, Bugün 1.1.2015, yeni bir yıla giriyoruz. 1.Ocak aslında, astronomik bakımdan hiç bir özelliği olmayan bir gündür; Yılbaşı için örneğin gece-gündüz süresinin eşitlendiği 21.Mart çok daha anlamlı bir Yıl Başlangıç günü olurdu. Nitekim Sümer-Asya Kültürü, Doğanın kış uykusundan uyanış sonrası, yeni yaşam süreci Baharın başlangıcı olarak(Farsça New-Ruz yeni Gün, Türkçe ergen-kün ->Ergenekon) 21.Mart gününü Yıl başı olarak kutlaya gelmişlerdi.. Öyle ya da böyle, akıp giden zaman boyutunda kendi konumunu belirlemek isteyen insanoğlu periyodik olaylara dayanan bir sıralama yöntemiyle saat, gün, hafta ay, yıl gibi ölçütlerle “süreğenliği” bir bakıma “dijital” hale getirmiştir. Bu şekilde değişik kültürlerde değişik takvim uygulamaları oluşmuştur:
Gregoryan (Güneş).:01.01.2015 (1Güneş yılı ≈ 1,03 Ay yılı)
Arap(Ay)..............:10.03( Rebi-ül-evvel).1436
Yahudi(Ay)...........:10.10( Tevet).5775
Pers (Güneş).........:11.10(Dey). 1393
Çin (geleneksel).....:78dönem. 31yıl.11ay.11gün
Bu takvimlerin başlangıçları da çok ilginçtir; Pers(Güneş) Takvimi ve Arap kamerî (Ay) takvimi Peygamberin(Gregoryan takvime göre 19.07.0622 tarihinde) Mekke’den Medine’ye göç/hicret gününü başlangıç olarak alır: 01.Muharrem.0001.
Çin Takvimi MÖ. 3 binlerde tüm Han-Çinlilerin Atasının doğumunda başlatılmış. Yahudi Takvimi daha da iddialı; Tanrının Dünyayı yarattığı günü başlangıç(!) günü olarak alıyormuş. Papa 13.Gregor zamanında (1580 lerde) düzenlenen ve şu anda tüm gelişmiş Ülkelerde kullanılan en hassas Gregoryan takvimi ise biraz daha mütevazı, Gerçekten yaşayıp yaşamadığı şüpheli olan İsa’nın doğumunu başlangıç olarak almış. Aslına bakılırsa bütün bu başlangıçlar yanlış; en gülünç olanı da Yahudi Takvim başlangıcı olarak alınan olay, Tanrının Dünyayı MÖ 3600 lerde(!) yarattığıdır… Bu gün biliyoruz ki Güneş sistemimiz 4,56 milyar yıldır var ve Evrenin yaşı ise 13,8 milyar yıl.
***
Değerli arkadaşlar, ben bugün aslında sizlere Takvimleri değil, Önümüzdeki yıla ışık tutması açısından geçen yılı Dünyada ve Ülkemizde olan bitenin özetini anlatmak istemiştim. Önce Dünya genelinden bahsedeyim…
2014 yılında Dünyamızın insan nüfusu 81 milyon arttı ve 7,3 milyara erişti. 135 milyon doğum ve 54 milyon ölüm gerçekleşti. Yani Doğum oranı binde 19, Ölüm oranı binde 8, dolayısıyla yıllık nüfus artış oranı binde 11 oldu. Ölümlerin üçte biri Kalp, altıda biri de Kanser nedeniyle; AIDS nedeniyle ölenler %3 civarında (diğer ölümler %47)Dünyamızda Ortalama yaş 33,4 yıl Ortalama Ömür ise 66 yıl olarak görülüyor. Tabii nüfus toplamı ~ 1,5 milyar olan 50 kadar gelişkin Ülkede Ortalama ömür 80 civarında, geri kalan Ülkelerde 62 yıl. Türkiye’deki ortalama yaş 31 ve Ortalama ömür 61 yıl. (Ortalama ömür ortalama yaşın 2 katından büyük olamaz). 2014 yılında doğanları ortalama 80 yıllık bir ömür bekliyor. Dünyamızın nüfusu böyle (her gün ~220 bin) artarak devam ederse(demografik parametreler bakımından Dünya ortalama değerlerine çok yakın olan Türkiye’de günlük nüfus artışı ~2300) 2050 lerde Dünya Nüfusu 10 milyar sınırına, Türkiye Nüfusu da 100 milyon sınırına erişecek demektir…
2014 te Tüm Dünyanın Toplam ekonomik hasılası 90 trilyon dolara erişti; yani adam başı gelir Dünya ortalaması oldu; 34$/Adam.Gün oldu, ancak bu Gelir dağılımı çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor, öyle ki Gelir dağılımındaki adaletsizliğin bir ölçütü olan Gini-katsayısı g Dünya için ~ 0,5 verilebilir… (Gelişmiş Ülkelerde Gini katsayısı 0,3 ten küçük, Türkiye’de ise~0,4)
Dünyadaki GSMH toplamının yaklaşık %30’u endüstriyel, %7’si tarımsal üretimden elde ediliyor; geri kalan %63 ü hizmet sektöründen. Dünya Ülkeleri Milli gelirinin ortalama 40’ta birini askeri harcamalara ayırıyor. (ABD 20’de birini! ayırıyor) Dünya genelinde (Mısır, Buğday, Patates, Pirinç…) tarım ürünleri toplamı yaklaşık ~ 1 kg/adam.gün, elektrik üretimi ise ~ 8 kWh/adam.gün oldu. Buna karşın atmosfere bir yılda adam başı ortalama 5 ton CO2 salındı. (ABD de salınım miktarı ~ 20 ton/Adam.Yıl)
Atmosferde 400 ppm derişim seviyesine kadar birikmiş olan CO2 gazının sera etkisiyle Dünyamızın ortalama yüzey sıcaklığı 2014 te 0,02 derece artarak +15 dereceye erişti ve Deniz seviyesi 3,3 mm. daha yükseldi (yani bir yılda ~1200 milyar ton karasal buzul eridi!) Dünyamızın 500 bin yıllık geçmişinde sıcaklık 17 derecenin ve CO2 derişimi de 300 ppm’in üzerine hiç çıkmamıştı. Anlaşılan o ki, “iklim değişikliği” şeklinde kibarca ifade edilen insan kaynaklı “Çevre/iklim felaketi” maalesef önlenemez gidişatını sürdürüyor.
Özetle şunu söylemek mümkün; Dünya kötü yönetiliyor, özellikle de geri kalmış Ülkeler ve bu arada Türkiye her bakımdan çok kötü yönetiliyor… O nedenle sayfalar dolduracak yanlışlıklar ve olumsuzlukları yazmaktan vazgeçiyorum... Umut edelim ve bu umut doğrultusunda çaba gösterelim, ki Ülkemiz 2015 te Orta doğu bataklığına daha fazla batmadan, Laik Cumhuriyeti tasfiye edecek bir Şeriat karanlığına tamamen gömülmeden, demokratik bir Yönetim değişikliği gerçekleşir; ve Ülkemizin aydınlık yarınlarına güvenimiz artar. Sevgilerimle..æ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder