Atatürk, İbrahim Çallı tarafından irat
olunan nutku dinledikten sonra
ressamlarla görüşerek resim işlerine
önem verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Ayrıca dikkat çekici bir noktaya da açıklık
getirerek “Sanayii Nefise’yi ihmal eden
dini biz kabul etmeyiz.”38 demiştir:
“Resim yapılmaması için acaba dinimizde
bir kayıt var mıdır?
Bana bu soru birçok zaman evvel yine
sorulmuştu.
Ben o zaman demiştim ki, eski insanlar bir
takım mabutlara, resimlere taparlardı.
Bunun için dinimiz resmi yasaklamıştı.
Hâlbuki şimdi vaziyet aynı şekli muhafaza
etmiyor.
Dolayısıyla sakınca kalmamıştır.
İleri milletler bu hakikati çoktan idrak
etmiş bulunuyorlar.”39
Bu beyanatın ardından, İstanbul’un
mimari eserleri ile Bursa’daki mimari
eserler hakkında bazı sorular sormuş,
mukayeseler yapmış, resimler de
çekildikten sonra Sanayi Nefise heyeti,
önce trenle ardından vapurla İstanbul’a
dönmüştür.40
29 Mayıs akşamı Darülelhân tarafından
verilen konseri dinleyen Atatürk ertesi
gün kız okulunun hazırladığı dikiş–nakış
kursunu gezmiştir.41
Kaynakça
36. Gül, agm, s.60-61.
37. Hâkimiyet-i Milliye, 22 Mayıs 1926–27 Mayıs 1926;
Cumhuriyet, 23 Mayıs 1926–28 Mayıs 1926;
Önder, Adım Adım Türkiye, s.87-88;
Kocatürk, age, s.274.
38. Cumhuriyet, 29 Mayıs 1926;
Milliyet Gazetesi, 30 Mayıs 1926.
39. Cumhuriyet, 29 Mayıs 1926;
Milliyet Gazetesi, 30 Mayıs 1926.
40. Cumhuriyet, 29 Mayıs 1926;
Milliyet Gazetesi, 30 Mayıs 1926.
41. Hâkimiyet-i Milliye, 27 Mayıs 1926–28 Mayıs 1926;
Vakit, 27 Mayıs 1926–30 Mayıs 1926,
Önder, Adım Adım Türkiye, s.88;
Kocatürk, age, s.274.
31 Mayıs 1926 günü ise İstanbul’dan Bursa’ya gelen İstanbul şehir temsilcileri ile görüşmüş, Anadolu’ya çıktığı tarihten bu yana İstanbul’a hiç adım atmamış olan Mustafa Kemal, İstanbul şehir temsilcisi Şehremini Muhiddin Bey’in İstanbulluların şükran ve tazimatından bahseden konuşmasına cevaben şu konuşmayı yapmıştır:
“İstanbul muhterem halkını temsil eden güzide heyetinizi derin samimiyetle selamlarım.
İstanbulluların hakkımda besledikleri muhabbeti her fırsatta olduğu gibi bu defa da heyeti aliyyenizi Bursa’ya kadar göndermek suretiyle izhar etmelerinden çok mütehassis ve müteşekkirim...
Muhterem halkın doğrudan doğruya içinde bulunarak onu bizzat selamlamakla bahtiyar olacağım günün, uzak olmadığını beyan edebilirim. Şimdilik muhterem İstanbul ahalisine en samimi selam ve hürmetlerimin iblâğına delalet buyurmanızı hassaten rica ederim.”42
Nitekim bu konuşmadan bir yıl bir ay sonra Atatürk İstanbul’a gitmiştir.
1 Haziran 1926 tarihinde 150’li yaşlarındaki Zaro Ağa’nın ziyaretini kabul eden Gazi Paşa aynı günün gecesi Doğu Musiki Cemiyeti’nin konserini de dinlemiştir.
Konserden iki gün sonra, 3 Haziran 1926 tarihinde, kendisini ziyarete gelen Kocaeli heyetini kabul etmiştir.
4 Haziran 1926’da yine yollara düşen Gazi Paşa aynı gün Mudanya’ya geçmiştir, ertesi gün Mudanya’daki Gülcemal Vapuru’nu ziyareti esnasında geminin hatıra defterine “... Gülcemal Vapuru’nda gördüğümüz intizam ve mükemmeliyet takdire değer. Genel müdüre geminin süvarisine ve bütün mürettebatına teşekkür ederim.” yazmıştır.
Aynı gün tekrar Bursa’ya dönen Atatürk akşam da Öğretmenler Birliği’ne giderek İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun sergilediği oyunu izlemiştir.43
Yine Bursa’da bulunduğu 8 Haziran 1926 günü, hava kuvvetlerinin güçlendirilmesi konusunda Anadolu Ajansı’na bir demeç vermiş44, 9 Haziran’da ise CHP Bursa Merkezi’nin onuruna verdiği kır ziyafetine katıldıktan sonra 10 Haziran gecesi Raşit Rıza Tiyatrosu’nun bir oyununu seyretmiştir.
O gece tiyatrocularla sohbet eden Atatürk tiyatro sanatçısı Raşit Rıza ve Muvahhit Beylere hitaben bir konuşma yapmış bu konuşmasında onları çok takdir ettiğini, gerçekleştirilmeye çalışılan Türk inkılâbında onların da çok büyük katkılarının olduğunu, bu zamana dek gördüğü temsiller içinde onların temsilleri gibi muntazam ve sanat içerikli olanını daha evvel seyretmediğini dile getirmiştir.
Ayrıca yaptıkları sanatı bir meslek olarak kabul etmelerini bu sebeple daha fazla azimli olmalarını ve bu iş topluca yapıldığından arkadaşları ile samimi biçimde anlaşabilmelerini tavsiye etmiştir.
Ve Atatürk’e göre onların vatana en büyük hizmeti, Anadolu’yu baştan sona dolaşıp halka sanatın ne olduğunu anlatmaktır.
Bu sebeple turnelere hiç ara verilmemelidir.45
Sanata ve sanatçıya bilhassa kıymet ve destek veren Atatürk konuşmalarında sık sık “fikirler ve inkılâplar sanatla yayılır” demiştir.
O’na göre güzel sanatlarda başarı, tüm inkılâpların başarılı olduğunun kesin delilidir.
Bu alanda başarılı olamayan milletler, medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan daima mahrum kalacaktır.
Bir gün elini öpmek isteyen tiyatro sanatçısına söylediği “sanatkâr el öpmez, sanatkârın eli öpülür”46 sözüyle onlara verdiği önemi bir kez daha dile getirmiştir.
13 Haziran günü tekrar Mudanya’ya geçen47 Gazi Paşa, Yeni Türkiye’yi dünyaya tanıtmak amacıyla ortaya atılan Karadeniz Vapuru’nu ziyaret etmiştir.
(Devamı var)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder